Serbest Kürsü'de farklı fikirler çarpıştı ancak Arda Turan'ın Milli Takım'a dönüşü konusunda SABAH Spor yazarlarının kanaati aynı:
ZAMAN KAYBETTİK
Arda, Burak ve Selçuk'a af çıktı... Milli Takım kadrosuna davet edildiler. Sizce bu süreç tamamlandı mı, her şey süt liman mı oldu?
AHMET ÇAKAR: Buna kahkahalarla gülüyorum. Sözüm ona Emre, Terim'i aramış, Arda ile konuşturmuş affedilmiş. Hani aralarında kişisel bir husumet yoktu. Hani Arda, Türk Milleti'nden özür dilemeliydi. Bir telefon ile bu iş halledilecek kadar basitse, Arda Turan ve diğer oyuncular niye ilk üç karşılaşmada oynamadılar?
GÜRCAN BİLGİÇ: Bir kasabadan köye dönen, "Ağa-kahya" hikayesi vardır. Sonunda kahya, ağaya der ki; "Sen yine atın üstündesin, ben yine yerde. O zaman biz bu pisliği niye yedik?" Şu anda aynı durumu yaşıyoruz. O zaman geçen üç maçta bu oyunculardan Milli Takım'ı mahrum eden Fatih Terim, milletten özür dilemelidir.
İSKENDER GÜNEN: Terim, başta Arda olmak üzere adı geçenlerin Türk halkından özür dilemeleri gerektiğini söylemişti. Peki bu özür geldi mi? Hayır... Peki üç maçta kaybettiğimiz puanların sorumlusu kim? Değişen bir şey olmadığına göre bu oyuncuların tekrar kadroya davet edilmesi, aklımızla alay etmektir.
METİN TEKİN: Madem kriz bir telefonla çözülecekti, niye kritik maçlar öncesi yapılamadı? Bu açıklanabilmeli. Türk halkından özür dilemenin gerektiği bir olay ifade ediliyorsa yaşasın, barış geldi mi diyeceğiz? Ne oldu, nasıl oldu diye sormak hakkımız.
MURAT ÖZBOSTAN: Görüntüye göre kriz bitti... Zaten gereksiz yere gereksiz sözlerle uzamıştı.. TFF bu işi çözemedi, yönetemedi. Koca TFF'de bu işi çözecek bir tane kişi olmaması da çok ilginç.. Ne oldu günlerce tartıştık, durduk.. Bir de basın suçlandı.. Tek Milli Takım var. Önemli olan Türkiye'dir.. Gerisinin anlamı yok. Zaman kaybettik.
LEVENT TÜZEMEN: Haziran ayında yaşanan sıkıntıların kasımda çözümlenmesi Milli Takım adına büyük kayıp. 15 Temmuz gecesi millet olarak, "Konu ülke ise canımız bile teferruattır" dedik. Allah aşkına; egolar, nefretler, kinler, düşmanlıklar son bulsun. Bu ülke, bu Milli Takım bizim...
BÜLENT TİMURLENK: Ortada bir kriz vardı bitti demezsek bir kan davası varmış gibi konuşmaya devam ederiz. Tek hedef 2018 Dünya Kupası'na gitmek. Fırtına hikayelerinden roman yazmaya çalışanlar, sahadaki futbola uzak magazin peşindeler.
TRABZONSPOR'A ALERJİLERİ VAR!..
Trabzonspor camiası, hakem kararlarıyla doğrandığını düşünüyor. Sizce bunun gerçeklik payı var mı?
AHMET ÇAKAR: Sadece bu maçta değil Trabzonspor, iki yıldır hakemler tarafından soykırıma uğramış bir kulüptür. Geçen yıl ve bu sene art arda sistematik, birbirini takip eden hakem hatalarıyla Trabzon açık bir katliama uğramıştır. Sebebi nedir bilmiyorum.
GÜRCAN BİLGİÇ: Mete Kalkavan'ın hataları kritik bir maçta ve çok açık olduğu için ön plana çıktı. Geçen sezon Beşiktaş'ın kazandığı Trabzonspor maçında Bülent Yıldırım, Beşiktaş aleyhine daha fahiş hatalar yapmıştı. Trabzonspor'un tam form tuttuğu bir dönemde böyle bir kaybın gelmesi elbette iyi olmadı. Ancak her şeyin hakeme bağlanması da doğru değil çünkü bu demeçleri daha önceki başkanlar da verdi ama Trabzon'da değişen bir şey olmadı.
İSKENDER GÜNEN: Hakem hataları denilince, akla ilk gelecek takım Trabzon'dur. Geçen sene ilk 3 haftada 9 puan alan Trabzonspor, Galatasaray'ı konuk ettiği maçta Türkiye'nin en iyi hakemi denen Cüneyt Çakır skor 0-0 iken bariz penaltısini vermediği için üç puan kaybetti... Ve sezonda devamlı deplasmanlarda doğrandı. Hakem hatalarından geçen yıl kaybedilen 10-15 puan var. Bu yıl, yine Beşiktaş maçında yapılan hakem hatalarından sonra bu konuda Trabzon konuşmakta haklıdır. Trabzon'a alerjileri var hakemlerin..
METİN TEKİN: Trabzon'a karşı Beşiktaş maçında hatalar yapılmıştır ama bu ne Beşiktaş'ın galibiyetini gölgeler ne de Trabzon'u iyi takım yapar. Trabzon'un odaklanması gereken şey, hakemler değil oluşturulacak takım gücü ve oyunudur.
BÜLENT TİMURLENK: Geçen sezon da hakemlerden çok çekti Trabzonspor. Mete Kalkavan'ın verdiği hatalı kararlar da ortada. 30 yıldır Trabzonspor'un en büyük rakibi Trabzonspor'dur. Sadece hakem hata yapınca değil 365 gün birlik içinde olurlarsa İstanbul takımlarına meydan okuyabilirler.
KARTAL'DA ROTASYONA SAYGI VAR
Beşiktaş 10 lig ve 4 Şampiyonlar Ligi maçında yenilmedi. Sizce bu başarıda Şenol hocanın rotasyon yapmasının payı var mı?
AHMET ÇAKAR: Beşiktaş'ın geçen yılki şampiyonluğu ve bu yılki başarısında aslan payı Şenol Güneş'indir. Rotasyon yapıyor, bazı oyuncuları oynatmıyor ama kimseden çatlak ses çıkmıyor. En önemlisi de bu.
GÜRCAN BİLGİÇ: Beşiktaş gelişen bir takım. Geçen sezon "F.Bahçe'nin defansı Beşiktaş'ta olsa" diyorduk, iki oyuncu birden aldılar. Kaleci hatalarından şikayetçilerdi, Fabri geldi, başarılı oldu. Her şeyden öte geliştiler. Şenol hoca, belki de en zor kadroyu yönetiyor. Formayı verirken hakkaniyet sağlamaya dikkat ediyor.
İSKENDER GÜNEN: Gösterdikleri performans, her türlü övgüyü hak ediyor. Şampiyonlar Ligi'nde gelinen nokta ise hepsinden daha önemli. Güneş'in bu başarıda payı yadsınamaz. Yapılan rotasyondan çok, takıma gelen oyuncuların yaptıkları katkı, her oyuncunun hazır olduğunun en büyük göstergesi.
METİN TEKİN: Kadronun geniş olması avantajınızdır ama böylesi bir yenilmemezliğin sebebi devamlı kadro değişikliği olmaz. Değişiklik değil genişlik olarak bakarsanız bir anlamı olur. Rotasyon dediğimiz değişimlerin zamanlaması önemlidir. Birkaç maç dışında Güneş'in çok iyi yönettiğini söyleyebiliriz.
GÜNEŞ TAKDİR EDİLMEYİ HAK EDİYOR
MURAT ÖZBOSTAN: Güneş, Beşiktaş için büyük şanstır, tecrübedir, abidir, öğretmendir. Yaptığı rotasyonlar takımın havasını bozmadı.. Herkes birbirine Beşiktaş'ta yardımcı oluyor. Sistem bozulsa da oyuncular bir şekilde maçı kurtarıyor. Fakat futbolunda bir düşüş var. Milli ara Beşiktaş'a iyi gelecektir.
BÜLENT TİMURLENK: Rotasyondan daha çok soyunma odasındaki saygınlığı, Güneş'e başarıyı getiriyor. Geçen sezon hedefi şampiyonluktu ve 14 kişiyle oynadı, bu sezon Şampiyonlar Ligi de en az lig kadar önemli Şenol Hoca için.
LEVENT TÜZEMEN: Beşiktaş'ın yenilmezliğini rotasyona bağlamak Güneş'e haksızlık olur. EURO 2016 şampiyonu Portekiz'in oyun modeli Şenol hocaya "Rol model" olmuş. Beşiktaş sadece hücum hattı ile değil savunma bilgisiyle de ligde ve Avrupa'da yenilmezliğini sürdürüyorsa bu Şenol Güneş'in değişen futbol stratejisinin başarısıdır.