Levent Tüzemen: Bir yerde iş bulamayan adamlar iş bulamadıkları için yorum yaparken, Fatih Terim'e yükleniyorlar
Gürcan Bilgiç: Bu krizi yaratanlar, Fatih Terim ve futbolculardır. Eleştiren Oğuz Çetin'in söylediklerinin hangisine katılmıyorsunuz?
Ömer Üründül: Fatih Terim gibi geçmişi başarılarla dolu bir teknik adama "Yok kral çıplak, yok emekli olsun" gibi eleştirilerin ağır olduğunu düşünüyorum
Murat Özbostan: Milli Takım hocasına karşı eleştirilerin dozu artık futbolumuzu zehirlemeye başladı. Fatih Terim de cevap vererek kendisine zarar veriyor
Bülent Timurlenk: Oğuz Çetin "Öküz öldü ortaklık bozuldu" diyor kısaca. Başkalarının kariyerinden tuğla kaydırmaya çalışmak yerine kendi kariyerini inşa etmeli
Fatih Terim'in eski yardımcılarının eleştirileri doğru mu?
Murat Özbostan: Kazanılmış Kosova maçından sonra yapılan yorumları ve manşetleri manidar buluyorum. Milli Takım teknik direktörüne karşı eleştirilerin dozu artık futbolumuzu zehirlemeye başladı. Fatih Terim'in de kendisine eleştiri getirenlere tek tek yanıt vermesinin kendisine zarar verdiğini düşünüyorum. İşine yoğunlaşmalı bizi 2018 Dünya Kupası'na götürmeli.
Hayatın her alanında olduğu gibi futbol eleştirisinde de etik değerlerden uzaklaşmamak lazım.
Terim'e yönelik eleştiriler haddini aşınca Terim de kendini tutamadı. Artık herkesin "Yeter" demesi gerekiyor. Bir tane ay yıldızlı Milli Takımımız var.
Ömer Üründül: Ne olursa olsun Fatih hocayı eleştirebiliriz. Bizim futbolumuz ve seviyemiz ortada. Bu şartlarda Milli Takım'a geliyorsunuz, ardında başarılar var. En önemlisi bir Türk takımına UEFA Kupası'nı kazandırmış teknik adam. O dönemin UEFA Kupası da şimdinin Şampiyonlar Ligi ayarındeyken üstelik.
Bunun üstüne batının bize bakış açısını da biliyoruz. Buna rağmen İtalya gibi yabancı teknik adama çok yönelmeyen bir ülkede teknik adam oluyorsunuz. Sonra da Milan'a gidiyorsunuz. Böyle bir teknik adama "yok kral çıplak yok bu böyle vs." gibi eleştirilerin ağır olduğunu düşünüyorum. Bence Kosova maçından sonra Terim'e her şey soruldu.
Gürcan Bilgiç: Bu krizi yaratanlar, Fatih Terim ve futbolculardır.
Bülent Timurlenk: Terim yerine bir başka teknik adamın gelmesi için eleştiri dozunu yükseltenlerin bilmesi gereken gönüllerindeki hocanın da aynı senaryo ile karşı karşıya kalacağıdır.
Levent Tüzemen: Peki Aykut Kocaman mı doğru isim Fatih Terim giderse? Piyasa yapmanın anlamı bu mu?
İkincisi Oğuz Çetin neden istifa etti bir daha göreve geldiği zaman neden beni göreve almadı hesabı yaptı.
Gürcan Bilgiç: O bir görüş açısı. Fakat doğru yaklaşım şudur; Oğuz Çetin'in söylediklerinin hangisine katılmıyorsun?
Levent Tüzemen: Neye katılmıyorum biliyor musun? Fatih Terim istifa edinceye kadar Oğuz Çetin yazdığı olayların hepsini yaşadı 2008 ve 2010 arasında. Bunu bilen bir hoca olarak sen bu soruları soramazsın.
Gürcan Bilgiç: Ama 2008'de Oğuz Çetin ve Fatih Terim yarı final oynadı. Yani yerlerde sürünen bir performans ortada yoktu.
Levent Tüzemen: Geçen sene bu takım Euro 2016'ya giderken de Oğuz Çetin yoktu. Çünkü dönemi kapandı. Bir yerde iş bulamayan adamlar iş bulamadıkları için yorum yaparken Fatih Terim'e yükleniyorlar.
Bülent Timurlenk: Fatih Terim'i herkesin eleştirme hakkı var ama bir nüans ve devamında büyük bir ayıp var.
Terim 63 yaşında. Görevi bırak diyebilirsin, istifa et diyebilirsin, başarısızsın diyebilirsin ama emekli ol diyemezsin. "Kral Çıplak" nedir yahu! Böyle bir eleştiri düzeyi ve etiği de Avrupa'nın hiçbir yerinde yok. Yanında yürüyen adam bir adım geride kaldığında, ekipten koptuğunda bıçağı sırtına saplıyor. Gazetecilerin eleştirisi benim için mühimdir ama Oğuz Çetin için mesele "öküz öldü ortaklık bozuldu"dan başka bir şey değildir. Bence başkalarının kariyerinden tuğla kaydırmaya çalışmak yerine, Çetin kendi kariyerini inşa etmeli. G.Saray-F.Bahçe rekabetinin gözü kör etmişliğinden, Milli Takım zarar görüyor. Bugün Terim ve Arda'ya yapılan eleştirilerin kaynağı da budur.
KAYNAK VAR İŞLEYEN YOK
Avrupa genelinde bir araştırma yapıldı. Bizim ligimizin yüzde 62'si yabancı ülkelerde yetişmiş oyunculardan oluşuyor. Bu Premier Lig'den bile yüksek. Bu yapıyla Milli Takım nasıl başarılı olabilir?
Gürcan Bilgiç: Bu sorunun muhatabı Türkiye Futbol Direktörü'dür. Sen Süper Lig'in bu hale gelmesine neden izin verdin? Ne gibi organizasyonlar yaptın?
Levent Tüzemen: Ama sen bu yabancı serbestisini engelleseydin Beşiktaş, Avrupa'da belki bu kadar başarılı olamayacaktı.
Kulüplerin tercihi bu. 2006'da Aziz Yıldırım'ın yaptığı bir röportaj var. Aziz Yıldırım dedi ki
"Bırakın bu yabancılar gelsin de yerliler yabancıların ne yaptığını görerek öğrensinler. Bizim yerliler çalışarak değil bakarak öğreniyor." Gürcan Bilgiç: Problem
orada zaten. Aziz Yıldırım, Dursun
Özbek, Fikret Orman sadece kendi
kulübünü düşünür. Ama Futbol
Federasyonu Türkiye'yi düşünmek
zorunda. Onun endişesi Türk çocuklarının
gelişmesi, Türk Milli Takımı'nın
başarısı olmalı. Futbol Federasyonu
olarak kulüp bazında hareket edersen
bugün Milli Takımı'na 6-7 oyuncun
Almanya'dan gelir.
Bülent Timurlenk: Milli takımdaki son gözbebeğimiz Cengiz Ünder, Altınordu altyapısında yetişti. Altınordu'ya başkan Mehmet Özkan büyük para yatırıyor. TFF'nin kasasında bu kadar para varken 2000'de Almanya'nın yaptığı gibi 4-5 bölgede federasyonun altyapı tesisleri oluşturmamasının sebebi nedir? Futbolcu 16-17 yaşında yetişmez.
Sen TFF olarak örneğin Erzurum, Antep, Hatay, Manisa, Edirne'de açarsın kamp tesislerini.
Burada yetişen çocukları, 18 yaşına geldikleri zaman açık artırmaya sokarsın. Bir oyuncudan gelecek 3-4 milyon Euro TFF'nin altyapısına kaynak olur. Dünyanın
en iyi en güzel içme suyu
sizin köyden akabilir ama nehire
karışıyorsa ne fayda, işleyen yok. Galatasaray'ın Florya Tesisleri başka bir yerde olsaydı bu kadar oyuncu yetişmezdi. Balkan göçmenlerinin çocukları çok yeteneklidir futbolda.
Balkan göçmenlerinin çoğu Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve Küçükçekmece'de oturur. Onlara en yakın yer Florya'dır. Galatasaray bundan fayda sağlamıştır. Galatasaray'ın tesislerini al Pendik, Tuzla'ya taşı, kaynak kurur gider…
KADRO İSTİKRARSIZLIĞINA SON VERİLMELİ
Milli Takım'ın teknik olarak sorunları nedir?
Ömer Üründül: Bana göre Milli
Takım'daki bir numaralı problem kadro
istikrarsızlığı. Bir futbol takımının bir sistemi
oturtması için birbirine uyumlu bir
kadro seçilip o kadronun uzun süre birlikte
oynaşı gerekli. Başarılı takımlar bir
iki oyuncu dışında sürekli aynı takımlarla
oynuyorlar. Mesela Almanya 2010
Dünya Kupası'ndaki kadrosuyla devam
etti. Bizde ise devamlı farklı oyuncular
oynuyor.
Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde ilk 4 maçta tam 25 oyuncu kullanmışız. Bunun dünyada benzeri yok. İkinci olarak Milli Takımımız yerleşik
takımlara karşı set oyununda çok
yetersiz. Bunun iki önemli nedeni var.
İlki orta sahaları oyuna sokacak tarzda
bir santrforumuz yok. İkinci olarak
orta saha oyuncularımızın ofansif katkısı
çok sınırlı. Bu tarz sadece iki oyuncumuz
var. Biri Yunus Mallı ki o fazla
forma şansı bulamadı. Bir de Oğuzhan
Özyakup var. Oğuzhan da şu anda güçsüz
ve formsuz. Bizde orta sahalar hücuma
destek vermiyor. Bu yüzden set
oyunlarında başarılı olamıyoruz. Ofansif
bir takımla sahaya çıktıysak takım
savunma yapamıyoruz.