FATİH DOĞAN: Avrupalı Kartal!
Türk futbolunun Avrupa'da tel tel döküldüğü bu zaman diliminde Beşiktaş, Türkiye'nin gururu olmaya devam ediyor. Şampiyonlar Ligi'nde Porto ve Leipzig zaferleriyle grup ve şampiyonada "Lider" karakteri ortaya koyan siyah-beyazlılar, dün Stade Louis II'de yıldızlar topluluğu Monaco'yu eze eze yendi.
Türkiye'de baskı altındaki hakemlerin ve renk körü olmuş futbol yorumcularının algı operasyonları altında ezilen Beşiktaş, ne hikmetse(!) Avrupa'ya çıkınca ezilen değil ezen bir yapıya bürünüyor. Beşiktaş, Monaco'da evinde gibi oynadı. Rahat, özgüvenli bir duruş ve kaliteli bir oyunla sahadaydı. Maçın başında Babel'in nizami bir golü yanlış ofsayt kararıyla iptal edilmesine rağmen oyundan düşmedi. Beşiktaş'a ötekileştirilen başarısına sürekli şaşı bakanlar; 'Pepe son adam... Sarı değil kırmızı verebilir' diyebilir... Şenol Güneş'in orta sahayı daha diri tutmak için Atiba-Tolgay Arslan tercihi olumlu sonuç verdi. Adriano'nun sağ bekte Lemar'a karşı başarılı kademesi gibi...
Gençlerbirliği maçında Babel ve Quaresma'sız kanadı kırık oynayan Beşiktaş, Monaco'da bu bölgelerden rakibini vurdu. Hem Babel hem Quaresma çok kaliteli işler çıkardı. İkisi de adeta futbol nasıl oynanır dersi verdi. Kanatlar işleyince Cenk Tosun'un verimliliği de arttı.
Gençlerbirliği maçını düşününce 'Beşiktaşlı oyuncular maç mı seçiyor?' sorusunu da tartışabiliriz. Ancak "Topla oynamaya kalksak Beşiktaş'a kaybederdik" diyen Mesut Bakkal'ın sözlerini hatırlayınca sorunun oynatmamaoynama tercihi üzerinde tartışılmasını daha doğru buluyorum. Beşiktaş kulaklarını tıkamış Avrupa'da oynamaya, oynayarak destan yazmaya devam ediyor... Büyük bir alkışı da hak ediyor...
ERMAN TOROĞLU: Şampiyonlar Ligi takımı!
Beşiktaş, Türkiye'de kuzu, Avrupa'da kartal. Peki bu nasıl oluyor? Aynı takım... Hemen hemen Türkiye'de ligde çıkan takımla, Avrupa'da çıkan takım arasında iki-üç isim farkı var. Peki neden böyle oluyor? Çok basit, futbolcular maç seçiyorlar. Tamam, Şampiyonlar Ligi maçı çok büyük vitrin. Ama Türkiye'de şampiyon olamazsan oraya nasıl gideceksin?
Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş takımı rakibe top kaptırdığında bir futbolcu rakip takım tarafında kalıyor, diğer 9 futbolcu kendi kalesini korumak için rakip ve topun kend i kalesine doğru arkasında kalıyorlar. Yani tehlikeyi başlamadan orta alanda bertaraf ediyorlar, sonra da hücuma çıkıyorlar.
Peki aynı takımın Türkiye Ligi'nde oynadıkları maçlardaki görüntülerine bakın, özellikle hücumda olan hiçbir oyuncu (Cenk hariç) hiçbirisi rakiplerini kovalamıyor. Ben yönetimin yerinde olsam bu takıma bu tarz oynadıkları için ceza keserim.
Bakınız dün gecenin iki tane ismi va.r Bir tanesi Cenk... Şenol Güneş ona zaten gerekli süreyi veriyor, çok da güveniyor. Cenk de gerekli cevabı veriyor. Sahadaki mücadelesiyle, sahadaki profesyonelliğiyle, sahadaki adamlığıyla Cenk, Türkiye'de örnek bir futbolcudur. Diğeri Tolgay... Güneş ona gerekli şansı tanımadı. Oğuzhan'ı daha fazla kullandı. Dün akşam Tolgay'dan yana kullandı kararını, yanlış da yapmadı. İkisine de "Aynı tarz oynayan futbolcu" diyebilirsiniz belki ama bence aynı tip değille.r Hangi tarz olduklarını içerideki ve dışarıdaki maçlarda Şenol Güneş mutlak bundan sonra daha iyi değerlendirecektir.
Dün gece Beşiktaş, rakibe boş alan bırakmadı. Neden? Çünkü bütün takım top rakibe geçtiğinde hep beraber defans anlayışına girdiler. Hem alanları kapattılar, hem rakipleri... Türkiye Ligi'nde bunu yapmıyorlar. O da onların sorunu. Çünkü Türkiye Ligi'nde şampiyon olamazsan Şampiyonlar Ligi'ne gidemezsin. Bu kadar basit. O zaman da iş, teknik direktöre düşüyor. Oyundan atılmayacak, takımına hakim olacak. Hem sahada, hem soyunma odasında!
RIDVAN DİLMEN: Futbolumuz adına bir milattır
Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğundan sonra Türk futbolu ile ilgili bu yıl bir milattır. Geçen sene ve bu sene Beşiktaş'ın futboluna baktığımızda bu bir devrimdir... Beşiktaş, Bayern Münih, Barcelona değil ama onların bir tık altı, İnter, Milan, Liverpool seviyesinde. Bu sadece Beşiktaşlılar için değil, hepimiz için büyük gurur kaynağıdır. 3'te 3 yapmak, Türkiye'de rekordur ama bunu öyle böyle yapmıyorsun; işleye işleye yapıyorsun, içeride dışarıda gol atarak yapıyorsun. Bakın 3'te 3 yaptı diyoruz ama çok anlamlı olan bir nokta da var: Beşiktaş artık hangi ikinciyle oynayacak diye bakıyoruz işe... Rakibini bekliyor yani artık!
Beşiktaş'ın öndeki üçlüsü, Babel, Cenk ve Quaresma, dün gece adeta maçı aldı. Babel inanılmazdı, bir oyuncu bundan iyisi olamaz. Tolgay beklediğimin çok önündeydi ama Talisca'nın arkadaşlarının biraz gerisinde kaldığını düşünüyorum. Oyunun son bölümü Monaco yarı sahasında oynandı. Şenol hocaya helal olsun. 80 milyonluk Türkiye'de tarihimizde ilk defa 3'te 3 yaptığı için değil, rakibimiz kim olacak diye baktırdığı için... Taraflı tarafsız herkes gurur duymalı.
Bizim ligimiz Beşiktaş için zor. İtmeli, kakmalı, sürekli duran bir oyun... İki senedir şampiyon oluyor ama Beşiktaş için zor. Porto, Monaco ve Leipzig oynayan takımlar... Bunlara karşı rahat galibiyet aldı. Bakın bu maç Karabük maçından daha kolay oldu Beşiktaş için. Niye, çünkü rakibi oynadığı için siyah-beyazlılar da oynadı... Yukarıda da belirttiğim gibi Beşiktaş; Porto, Napoli, Inter, Milan seviyesine geldi. Bu takımlarla kafa kafaya artık. Oynadığı oyunuyla kendisini bu seviyeye yerleştirdi. Beşiktaş artık o kültürü ile bu seviyeye girdi ve zevk veriyor.
Bugün kuralar çekildiğinde biz artık "Eyvah" demiyoruz. Rakipler, Beşiktaş'ı görünce "Eyvah" diyor. Maçı 2-1 önde götürüyorsunuz, Monaco gibi bir deplasmandasınız ve maçın son topunu, son hücumunu Caner ile Beşiktaş yapıyor! Fenerbahçe'nin eski bir oyuncusu olarak tebrik ediyorum.
AHMET ÇAKAR: Tosun Paşa
Tosun Paşa başlığı, klasik, herkesin fazlaca kullandığı bir başlık gibi gelebilir ama gerçekten dün gece Cenk Tosun attığı gollerle Beşiktaş'ta kalamayacağını belgeledi. Beşiktaş'ın devre arasında onu çok ama çok yüksek bir bedelle, çok önemli bir Avrupa takımına satacağını düşünüyorum. Ligimizde ve Şampiyonlar Ligi'nde birbirinden güzel goller atıyor. Çabuklaşmış ve stratejik oyunu iyi biliyor. Ayrıca Beşiktaş'ı bir vatandaş olarak tebrik ediyor ve minnettarlığımı sunuyorum. Yaptıkları kolay iş değil. Üç maçta 3 galibiyet. Belki oynadığı takımlar bir Barcelona, Real Madrid değil ama sonuç olarak Avrupa'nın en iyi liglerinin en iyi 3-4 takımından biri ve Beşiktaş dün gece hiçbir Türk takımının tatmadığı ve Avrupa'da çok az takımın yaşadığı bir başarıyı elde etti.
Şampiyonlar Ligi'nde 3'te 3 yapmak çok zor iştir. Üstelik bu 3 galibiyetin iki tanesini deplasmanda aldı ve yine görünen o ki gruptan yüzde 90 çıkacaklar. Hatta ve bir aksilik olmazsa grubu da lider tamamlayacaklar. Asla gözardı edilmeyecek korkunç bir başarıyı yaşattı Beşiktaş.
Dün geceye bakıyoruz, rakibe verdikleri net bir gol pozisyonu bile neredeyse yok. Monaco'nun attığı gole baktığımızda da Pepe'nin zaman zaman tek hamleli oyuncu olması ve Falcao'nun kalitesi Monaco'ya golü getirdi. Ama Beşiktaş bu golün şaşkınlığını çok çabuk üzerinden atıp Quaresma'nın harika ortasına Cenk'in mükemmel kafası beraberliği yakaladı. İkinci yarı ise aynı Cenk yine kariyerine çok güzel bir gol yazdırdı. Babel bıraktı, o da sol ayağıyla iyi vurdu.
Dün geceki galibiyet kadar daha önemli bir şey var. Maçın hiçbir anı ama hiçbir anı Monaco'nun kontrolünde geçmedi. Beşiktaş istediği her şeyi yaptı ve bırakın galibiyeti puan bile kaybetseler çok yazık olacaktı. Tebrikler Beşiktaş.
Sırp hakem Mazic, Cüneyt Çakır ile birlikte Avrupa'nın en iyi 3-4 hakeminden biri. Dün gece de çok iyi maç yönetti ama ilk yarıda Babel'in attığı golü yardımcısının hatalı bayrağıyla iptal etti. Oysa ki Babel, Cenk topa vurduğunda topun gerisindeydi. Buna karşılık da Beşiktaş'ın attığı ikinci golde top direkten dönüp Babel'e geldiğinde de yine yardımcı ofsayt pozisyonunu kaçırdı. Yani Sırp hakemler, Beşiktaş'ın bir golünü yediler, bir golü de ofsayttan hediye ettiler.