Aslında bu yazı için erken olabilir... A Milli Takım'ı Avrupa Şampiyonası öncesi daha net değerlendirebilmek için Akropol Turnuvası'nı bekleyebiliriz. Ancak resim artık belli. Litvanya ve Almanya'da oynadığımız iki turnuvada da aslında neyimiz doğru neyimiz yanlış her şeyi gördük. Litvanya bizi tempoyu yükselterek yendi. Hırvatistan ise konsantrasyon eksiğimizi gösterdi. Hatırlayın, Birkan bir tip basket sonrası sayıyı atanın kendisi olduğunu göstermek için elini kaldırırken, Bogdanovic bizim potaya basketi atmıştı bile...
DOĞRULAR&YANLIŞLAR
Almanya maçı ise tam bir örnek oldu bizim için. Neleri iyi yaptık da 24 sayı öne geçtik? Öncelikle full konsantrasyonla girdik oyuna. Hücumda iç-dış dengesini iyi kurduk. Dribling üstünden zorlama değil, çok pas yaparak atışlar bulduk ve 8 üçlük isabeti sağladık. Hücum savunmayı, savunma da hücumu ateşledi. İkinci yarı ise bu tablo değişti. Sertleşen Alman savunmasına karşı pası unutup panik atışlara başvurduk. Hücumda kaçırdıkça savunma düştü ve yenilgi geldi. Maçın en kritik şutunu çizgi gerisinden Furkan Aldemir ile kullanmamız ise düşündürücüydü. Kısaca karalar bağlamaya gerek yok henüz. Ancak geçen sene Dünya Kupası'nda Emir'in yaptığını Boby Dixon da yapıp
'Bu takımın lideri benim' mesajını Akropol'de vermeli. Çünkü Almanya'daki maçlar gösterdi ki bu takımın en büyük eksiği saha içi lideri...