Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERMAN TOROĞLU

Türkiye’nin üzerinde bir sürü oyun oynanıyor

Hiçbir ihtilal güzel değildir… İhtilallerden sıhhatli şeyler asla çıkmaz. Herkes bir Fransız ihtilali tutturmuş gidiyor!. Kardeşim! Fransa'nın şartları ile Türkiye'nin şartları farklıdır. Bir Fransa'nın komşularına bakın bir de bizim komşulara. Türkiye'nin üzerinde yıllardır oyunlar oynanıyor. Bunu bilmeyen yok… Peki bu oyunlar kimin çıkarına! İhtilaller ile hiçbir şey halledemezsiniz. Bunlar ülkeye hep zarar vermiştir, halka zarar vermiştir. Sorunları; köklü çözümler ile halledersiniz... Birbirinizle kucaklaşarak halledersiniz. Türkiye'de yapılan ihtilallerden kim fayda sağlamışsa çıksın, söylesin. Türkiye'ye hep zarar vermişlerdir. Hem de çok büyük zarar. Türk halkı da bu zarardan en büyük payı almıştır. Onun için darbeye karşıyım.. Yıllar önce ben, "Kodum mu oturtur Genelkurmay Başkanı olsun" demiştim. Herkes bu cümleyi tek başına aldı yorum yaptı. Ama o konuşmamın canlı yayındaki metninin tamamını kimse yorumlamadı. Yıllar sonra benim büyük oğlan Kars'ta askerliğini yaparken oranın komutanı, enteresan bir şey söyledi: "Sizin bu konuşmanızı Genelkurmay, benim gibi üç tane kurmay askere 'yorumlayın' diye verdi ve 'acaba bu adam ne istiyor' diye sordu." Ben bu cümleyi sarf ettikten sonra o dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök benim bu yorumuma "Herkes layık olduğu Genelkurmay Başkanı'nı ister" diye bir yanıt verdi. Bakınız; Türkiye'de insanlar birbirlerini tam dinlemiyorlar. Herkes Fenerbahçe, Galatasaray diye taraf olursa hiçbir sonuca varamayız. Ben bu konuşmayı yaptığım gece, Doğu'da bir karakol basılmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam 17-18 gencecik askerimiz ölmüştü. Bu konuşmadan çok kısa bir süre sonra da Meclis'te bir oylama vardı. Amerika ile beraber, Irak olayında ortak hareket mi edeceğiz yoksa etmeyecek miyiz? Bunlar derin konular biliyorum… O gün biz Amerika ile Irak konusunda birlikte hareket etsek sınırlarımızda sorun yaşamazdık. Farklı olurdu, bu sorunları da yaşamazdık. O zamanki ve daha evvelki Genelkurmay başkanları maalesef siyasete girmeyi seviyorlardı. Öyle veya böyle Ordu'nun temel sorunları neydi? Tartışılır... Genelkurmay başkanları yaptıkları başkanlıktan sonra Cumhurbaşkanlığı gibi makamı düşünmemelidirler. Çünkü bazı şeyleri düşünürseniz gerekli işleri yapamazsınız. Bu benim fikrim... Doğrudur yanlıştır sonuna kadar tartışırım. Ama geçmişimizden ders alamazsak önümüzü göremeyiz.

Bu işin sonu idamdır!
Ben Ankara'da yaşadım, çok ihtilal gördüm. Başarılı olanı da başarısız olanı da vardı. Talat Aydemir, 1961 ihtilalinin başlangıcından bitimine kadar olaya şahidim. Harp Okulu talebelerini Talat Aydemir, Ankara Gaziosmanpaşa'da bırakarak darbe girişimine başladı. Hükümet güçleri bunların arkasına geçerek Harp Okulu talebelerini, Akay Yokuşu'ndan aşağı doğru sürüklediler. O sırada radyoda İsmet İnönü konuşuyordu: "Sevgili Harp Okulu talebelerim silahları bırakın, sizler aldatılıyorsunuz. Yanlış yoldasınız. Silahlarınızı bırakın teslim olun. Yoksa gereken yapılacaktır" diye anons yaptı. Saat sabah altı sıralarında. Eskişehir Hava Üssü'nden jetler geldi. Akay Yokuşu'ndan aşağı doğru sortiler yaparak Millet Meclisi ile İçişleri Bakanlığı'nın arasını tarayarak Bahçelievler Arı Sineması'nın önünden geri dönüyorlardı. Akay Yokuşu'ndaki bütün evlerin camları kırıldı. Biz bir grup arkadaş ile şu anda Kocatepe Camii'nin bulunduğu yerden olayları seyrediyoruz. Sonra Millet Meclisi'nin oraya indim, yaşım küçük. Yerde yatan ölüler var, üzerleri gazeteyle örtülmüş. Hangi taraf bilmiyorum. Bunları Türkiye'de yazan oldu mu onu bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var. Talat Aydemir ve yardımcısı Dikmen'de bir evde yakalandı ve idam edildi. Bilmeden bu işe giren harp okulu öğrencilerine yazık oldu.

Monaco'yu yenemezsen...
Şimdi gelelim Fenerbahçe'ye… Fenerbahçe, Monaco ile eşleşti… Eler, elemez… Monaco kuvvetliymiş, zayıfmış bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren Fenerbahçe... Bakınız; Fener iyi takımdır, kötü takımdır ondan bahsetmeyeceğim. Geçen yıl Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira, yedek kulübesinden tribüne kaç kere gönderildi yani atıldı… Peki bu atıldığı maçlar hangi maçlar; yurt içi mi yurt dışı mı? Yani bu teknik direktör mecazi anlamda takımını sattı. Yalnız bıraktı. Yani takımın başında komutan yok. Peki böyle bir takımda oynayan futbolculardan kaç tanesi saha dışına atıldı. Mesela; Volkan Şen… 7 ay ceza yedi. Ameliyat olmuş zaten… Olmasa ne olacaktı. Alper 3 maç ceza aldı. Mehmet Topal da bir maç. Zaten sakat… Bunların hesabını soracak kim var? Fenerbahçe yönetimi… Bu üç futbolcu da Fenerbahçe takımındalar, o teknik direktör de görevinin başında. Monaco ile oynayacaklar. Arkadaşlar balık baştan kokar. Sen bunların hesabını soramazsan, yarın da Monaco'yu yenemezsen ağlamayacaksın.

Şimdi susacaksınız!
Cüneyt Çakır'la ilgili bir yazı kaleme aldım SABAH ve Fotomaç'ta… Diğer gazetelerden bazı sivri akıllılar cevap vermeye kalktılar. Arkadaşlar; Cüneyt Çakır'ın bu mukaveleyi yaptığını zaten biliyorum. Bilmesem yazmam. Peki böyle bir mukavale diğer hakemlerle de yapıldı mı? Hiç araştırdınız mı? Çakır bu parayı aldı mı? Çünkü Türkiye'de milli takımın teknik adamları, futbolcuları, Avrupa'ya giden hakemleri de bir para derdinde. İğrenç bir şekilde bunun pazarlığını yapıyorlar. Şampiyon olan Portekiz Milli Takımı'nın para olayını duyunca acaba bu grup aynaya bakıp, "Hadi lan oradan biz neymişiz" dedi mi? Turnuvadan evvel herkes hatta ilk iki maçtan sonra "Yazmayalım, konuşmayalım şimdi sırası mı?" diyordu. Şimdi bakıyorum herkes geçiriyor. Ya o zaman yazacaktınız ya da ebediyen susacaktınız beyler! Sizin de o gruptan bir farkınız yok. Kalemlerinizin de mikrofonlarınızın da sağını solunu oynatmayın… Bu arada MHK Başkanı Zekeriya Alp, bilmeden geldiği yerden kaçarak gitti… Doğru da yaptı. Bizim hakem aleminin karakter yapısını tam bilmediği için bu camiayı kendinden zannetti. Yusuf Namoğlu geldi. O kaçarak gitmedi, gönderdiler… Niye? Çünkü onun eline kağıt verip," klasmanlar böyle olsun", "Bunları düşür, bunları çıkar" dediler. O da dedi ki; "Beyler ben bir yerde duruyorsam ben yaparım. O zaman kafanıza göre adam getirin." Şimdi yalakaların çoğu Kuddusi Müftüoğlu'na sallıyor. Geçiniz beyler! Kuddusi de verilen görevleri yapıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA