Ceneviz Cumhuriyeti'nin başkenti, Kristof Kolomb'un doğum yeri, İtalya'nın en büyük liman şehri Cenova'dayız. İstanbul'dan üç saatlik bir uçak yolculuğunun ardından, uçağımız denizin yanıbaşındaki havalimanına inişe geçerken şehre şöyle bir göz gezdiriyoruz. Kocaman limanı ve yeşil panjurlu tarihi binaları bizi uzaktan karşılıyor. Otelimiz Principe İstasyonu'nun çok yakınındaki Via Balbi üzerinde... Eşyalarımızı otele bırakıp bu antik kenti gezmek üzere sokaklara çıkıyoruz. Şehrin tamamı neredeyse yürüme mesafesinde, gezerken herhangi bir ulaşım aracı kullanmıyoruz. Metro ağı çok gelişmiş değil ama sıklıkla otobüs geçiyor. Cenova'nın sokaklarında sıkça karşınıza palazzolar yani saraylar çıkıyor ve bunların birçoğu 2006 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine eklenmiş. Binlerce yıllık tarihe ve geçmişe ev sahipliği yapmış bu görkemli binaların birçoğu günümüzde çeşitli bankalara ev sahipliği yapsa da çoğunun kapısı açık ve içlerine girip fotoğraf çekmenize izin veriliyor. Garibaldi Caddesi üzerindeki devasa yapılara hayranlıkla bakıp şehrin en önemli katedrali San Lorenzo'nun olduğu meydana varıyoruz. Siyah beyaz mermerleri ve gotik mimarisiyle şehrin simgesi haline gelmiş bu katedral. Merdivenleri de gün içerisinde binlerce kişiye ev sahipliği yapıyor. Katedralin bulunduğu meydana bakan kafelerden birine oturup soluklanmak ise siesta saatlerini değerlendirmek için ideal... Ardından denize inen sokaklardan birini seçip Antik Liman'a doğru yola koyuluyoruz. Limanda bizi Avrupa'nın en büyük ikinci akvaryumu Acquaria di Genova karşılıyor. İçerisinde akvaryumun yanı sıra Galata museo del mare adındaki denizcilik müzesi ve oldukça büyük bir yapay biyosfer bulunuyor. 24 avro karşılığında tüm bölümleri gezebiliyorsunuz. Ayrıca sizi limanda Roman Polanski'nin 1986 yılında çektiği
Pirates adlı filmden kalma devasa bir korsan gemisi karşılıyor.
KRISTOF KOLOMB'UN EVİ
Cenova'nın en önemli meydanlarından biri de Piazza de Ferrari. San Lorenzo katedralinden devam edip sola dönünce kocaman havuzu, opera binası, sanat merkezi Palazzo Ducale, güzel sanatlar akademisi ve Garibaldi heykeliyle karşınıza çıkıyor. Meydana çıkan caddelerden XX Settembre alışveriş caddesi olarak biliniyor. Bu yol üzerinde bilindik markalara ve yerel dükkanlara rastlayabilirsiniz. Meydanı kesen Via Dante'ye girdiğinizde ise yol sizi doğruca Kristof Kolomb'un doğduğu eve ve şehrin tarihi giriş kapısı Porta Soprano'ya götürüyor olacak. Porto Soprano'dan girdiğinizde ise minik butikler, dükkanlar, restoranlar sizi karşılıyor. Dar sokakları, yeşil panjurları, benzersiz limanı ve binlerce yıllık tarihiyle bu sıcakkanlı İtalyan şehrini çok seveceksiniz.
YEME İÇME
Fesleğen ile yapılan pesto sosun orijini Cenova olarak biliniyor dolayısıyla gelmişken mutlaka pesto soslu makarna yemenizi öneririm. Sabahları ise pizza hamuruna benzer bir hamurla yapılan fırından taze çıkmış focaccia (fokaçya okunur) ekmekleriyle güne başlamalısınız. Zeytinli, peynirli, domatesli gibi değişik çeşitleri de bulunuyor. Bruschetta (brusketta okunur) ise yine İtalya'ya özgü denemeniz gereken lezzetlerden bir diğeri. Birkaç ay önce İstanbul'da açılan İtalyan lezzetlerinin sunulduğu Eataly restoranı ise Cenova limanında bulmanız mümkün.
BİLMENİZ GEREKENLER
Cenova'da hayat biraz erken bitiyor, dolayısıyla 12'den sonra sokaklar ıssızlaşabiliyor, dikkatli olmakta fayda var.
Wi-Fİ konusunda hüsrana uğrayacaksınız çünkü birçok mekanın interneti bulunmuyor.
Ligurya bölgesinin başkentidir ve kendine bağlı altı alt bölge içerir.
Zamanında ticarette Venedik'le yarışırken şu an Akdeniz'de Marsilya'dan sonra ikinci büyük liman şehridir.
Çizme şeklindeki İtalya'nın diz bölgesinde bulunduğu için anatomideki diz anlamına gelen Latince Genu sözcüğünden türemiştir.
Şehir nüfusunun büyük çoğunluğu motosiklet kullanıyor.
2004 yılında Avrupa Kültür Başkenti olmuştur.
İtalya'nın en eski futbol kulübü Genoa C.F.C 1893 yılında kurulmuştur. Limanda müzesini ve ürünlerini bulabileceğiniz dükkanını ziyaret edebilirsiniz.
LOKAL YERLER
Şehrin turistik gezisini tamamladıktan sonra lokal mekanlarında vakit geçirmek isterseniz Piazza del Erbe her yaştan insanın takıldığı kafelerin, restoranların olduğu keyifli bir meydan. İçkinin yanında bir şeyler atıştırılan aperitif mekanları da var. Fiyatlar oldukça uygun. Piazza Del Vegni ise yine Cenova halkının geç saatlere kadar yemek yiyip vakit geçirdiği kimi zaman canlı müziğin olduğu küçük bir meydan. Akşam iş çıkışı ya da geç saatlerde kalabalık gruplar halinde uzun akşam yemekleri yeniyor.
PRATİK BİLGİLER
Ulaşım rahat: Cenova'ya Türk Hava Yolları'nın tarifeli seferleriyle yedi gün boyunca ulaşabilirsiniz. Ayrıca Brignole Tren İstasyonu kuzey İtalya'nın en büyük tren istasyonu ve birçok İtalya şehrinden buraya tren seferleri var.
Bavulunuzu hazırlarken bunları unutmayın: Şehri bol bol yürümek için spor ayakkabı, uzun akşam yemeklerinde hafif esen rüzgarda üşütmemek için sweatshirt, güneşli havasından korunmak için şapka ve güneş gözlüğünüzü almayı unutmayın.
Denize girmek için: Cenova'nın içinde denize girilmiyor. Trenle 20 dakika mesafedeki Boccadasse'e gidebilirsiniz. Boccadasse küçücük bir koyun sırtlarında konuşlanmış minik bir yerleşim yeri. Masmavi sulara açılan çakıl plajı görülmeye değer.
Nerede kalınır: Principe Tren İstasyonu'nun yanı başındaki tarihi Hotel Continental, şehrin kalbinin attığı Piazza Del Vigne'deki modern Hotel Le Nuvole Residenza d'Epoca ya da akvaryum manzaralı Grand Hotel Savoia'yı tercih edebilirsiniz.
GAMZE BİRAN