Sanatı derinlemesine yaşayın
Avusturya'nın başkenti Viyana'da ülkenin yaklaşık dörtte biri yaşıyor. Sanatın başkenti, çok sayıda müzeye de ev sahipliği yapıyor. Mozart ezgilerinin kulaklarda yankılandığı bu şehirde caddeler zamana meydan okuyan görkemli saraylarla, katedrallerle çevrili. Bu şehir aynı zamanda Beethoven'dan Chopin'e, Haydn'dan Mozart'a 300 yıllık bir müzik geleneğine sahip. İrili ufaklı pek çok konser salonu her akşam kapılarını müzikseverler için açıyor. Temiz havası, sorunsuz işleyen toplu taşıma sistemi, korunmuş tarihi yapılarıyla Viyana gidip görmeye değer bir şehir.
Dantel gibi işlenmiş
Macaristan'ın başkenti Budapeşte, Berlin'den sonra Orta Avrupa'nın en büyük şehri. Çok sayıda müzesi, geniş meydanları, parkları ve bin 300'e yakın kaplıcasıyla kültür, sağlık ve eğlence şehri olarak kabul ediliyor. Tuna Nehri'nin ikiye ayırdığı şehirde Buda ile Peşt'i sekiz köprü birbirine bağlıyor. Bu köprülerden adını birer gerdanlığı andıran asma zincirlerinden alan Zincir Köprü, aynı zamanda şehrin sembolü. Dünyanın en iyi aydınlatılan şehirin hem köprülerin hem görkemli tarihi binaların ışıkları süslüyor.
Ortaçağ'a yolculuk
Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag, Avrupa'nın açık hava müzesi. Birbirinden görkemli binalar, Arnavut kaldırımlı sokaklar, nefes kesici nehir manzarasıyla dünyanın en çok turist alan şehirlerinden biri. Tarihi dokusu öylesine iyi korunmuş bir kent ki, zaman sanki Ortaçağ'da durmuş gibi. Her mevsimin yakıştığı, gündüzleri narin ve zarif, geceleri ise bir o kadar ışıltılı bir kent. Prag'a iki saat uzaklıktaki Karlo Vary şehri de Çek Cumhuriyeti'nin masalsı başka bir yanı. Kaplıca şehri olarak anılan Karlo Vary, ortasından küçük bir nehir geçen, vadi görüntülü eski dönem kasabalarının bir arada olduğu bir şehir.