Cenova
Principe tren istasyonundan Santa Margherita'ya gidecek trenimizi bekliyoruz. 6,80 avro tutan gidiş dönüş tren biletlerimizi, bilet makinelerinden kolaylıkla alıyoruz. İki katlı bir banliyö treni geliyor ve bir buçuk saat sürecek tren yolculuğumuz başlıyor. Santa Margherita istasyonunda trenimiz duruyor ve hemen istasyonun ön tarafından bizi Portofino'ya götürecek belediye otobüsünü beklemeye koyuluyoruz. 82 numaralı otobüs 15 dakikada bir geçiyor. 1,80 avroya biletimizi alıp biniyoruz. San Margherita- Portofino arası yaklaşık 5 km. Yollar o kadar dar ki kimi zaman araçların yan yana geçmesi mümkün olmuyor ve birbirlerini beklemeleri gerekiyor. Portofino'ya ayrıca Santa Margherita limanından tekneler de gidiyor. Otobüsle giderken koylardaki minik plajları görme şansınız oluyor. 20 dakikalık otobüs yolculuğunun sonunda ise rengarenk evleriyle sanki bir fotoğraf karesi gibi karşımızda duran Portofino'ya ulaşıyoruz. Portofino aslında minik bir koy ve onu çevreleyen sıra sıra evlerden oluşuyor. Kasabanın kaderi Vittoria Paltrinieri'nin
I Found My Love in Portofino şarkısından sonra değişiyor ve artık aşıklar kasabası olarak anılmaya başlanıyor. Piazza Martiri dell'Olivetta meydanında kafeler, restoranlar, dondurmacılar ve dünyaca ünlü markalarının küçük dükkanlarını görmek mümkün...
ZAMAN DURMUŞ GİBİ
Kafelerden birine oturup bir şeyler yemek istiyoruz. Genovese, İtalyan usulü sebze çorbası... Deniz mahsulleri de favori yiyecekler arasında oluyor. Delfino bu konuda en iyilerinden biri. Fiyatların ortalamanın biraz üzerinde olduğunu söylemekte yarar var. Limana sürekli yatlar, tekneler yanaşıyor. Kısa bir hareketlilik yaşanıyor sonra Portofino kaldığı yerden sakinliğini korumaya devam ediyor. Evleri inceliyoruz, bunlardan birinde yaşasak hayatın nasıl olabileceğini konuşuyoruz. Tepede meşhur Splendido Otel, tüm koya hakim yukarıdan olan biteni seyrediyor. Yemeklerimizi bitirip etrafı dolaşmaya başlıyoruz. Koyun kenarından yukarı doğru çıkan yoldan devam ediyoruz. Tepeye doğru çıktıkça manzara güzelleşiyor. Tepede bizi St. Giorgio Kilisesi karşılıyor. Şansımıza bir düğün var ve etraf oldukça renkli. St. Martin kilisesinin arkasında bir de mezarlık karşımıza çıkıyor. Mezarlık dikine inşa edilmiş.
KUŞBAKIŞI PORTOFINO
Kuşbakışı Portofino'yu en iyi görebileceğimiz yer olan Castello Brown'a gidiyoruz. Burası 17'nci yüzyılda Cenevizliler tarafından bölgeyi denizden gelen düşmanlardan savunma amacıyla inşa edilmiş. Castello Brown'u da gezip geldiğimiz dar yaya yolundan yürümeye devam ediyoruz. Hedefimiz Portofino'nun en uç kısmındaki kayaların üzerine inşa edilmiş Al Faro'ya yani deniz fenerine ulaşmak... Yol sandığımızdan daha uzun sürüyor ve 25 dakikalık bir yürüyüşün sonunda ulaşıyoruz. Ve deniz fenerinin altındaki beş masalı minik kafeyi keşfedip sorbettolarımızı (buzlu meyveli içecek) keyifle yudumluyoruz. Portofino'nun liman kısmında denize girilmiyor ama Castello Brown'a giderken bir tabela sizi plaja yönlendiriyor ve Praggi'ye ulaşıyorsunuz. Burası halk plajı. Ya da Santa Margherita- Portofino arasındaki koylardan birinde de denize girebiliyorsunuz. Yürüdüğümüz yoldan geri dönüp gün batarken meydanda dondurmalarımızı yiyip Portofino'ya veda ediyoruz. Dönüşü bu sefer saat başı limandan kalkan yolcu teknesiyle yapıyoruz. Kişi başı 9 avro verip deniz yoluyla Santa Margherita limanına ulaşıyoruz. Tren saatimize kadar Santa Margherita'nın sokaklarında geziniyoruz. Limana açılan sokaklarında kafe ve restoranlarda lokal lezzetler tadabileceğiniz gibi irili ufaklı dükkanlarından alışveriş yapabilirsiniz. Easy Lounge'ta raviolilerimizi yiyip spritzlerimizi içtikten sonra tren istasyonuna doğru yürüyoruz.
BUNLARI DA BİLİN
Ne giyilir? Espadril, dolgu topuklu sandaletler, uçuşan elbiseler, hasır şapkalar, bermuda şortlar...
Ne yenir ne içilir? Midyeli risotto, deniz mahsullü pizza, dondurma, spritz
Nerede kalınır? Limandaki Albergo Nazionale ya da yamaçta yeşilliklerin içerisindeki Hotel Splendido.
Ulaşım Rapallo ya da Santa Margherita'dan tekne yoluyla, Santa Margherita'dan 82 numaralı otobüsle ya da taksiyle
