Mısır'da dengeler değişiyor mu? Eymen Nur A Haber’e konuştu

Mısır'da dengeler değişiyor mu? Eymen Nur A Haber’e konuştu

18.04.2016 | 16:29

Mısır'da darbe sonrası Abdülfettah Sisi yönetimi,  kendisine muhalif tüm liderleri ya idama mahkum etti ya da sürgüne gönderdi. Mısırlı muhalif lider Eymen Nur da onlardan biri. 2005 yılında Hüsnü Mübarek'e rakip olarak seçimlere giren tek aday olan Eymen Nur, uzun yıllar hapis yattı. 2011'deki devrim sonrasında kurduğu parti ile yeniden siyaset sahnesinde yerini alan Eymen Nur, bugünlerde ise tüm muhalifleri tek çatı altında toplamayı hedefliyor.  Eymen Nur darbe sonrası Mısır'dan kaçış sürecini  ve İstanbul’a geliş hikayesini de A Haber'e anlattı.

'DARBEYE SESSİZ KALAMAZDIM'

3 Temmuz'da yaşanan darbenin ardından maalesef hukuksuzluklar yaşandı. Ben bunlara karşı sessiz kalamazdım. Benim muhalif bir duruşum var. Sisi yönetimi ise kendi dışındaki farklı düşüncelere tahammül edemiyor. Ben Mübarek döneminde kendisine muhalefet ettim. Onun döneminde üç kez hapse girdim. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mübarek'e karşı aday oldum. Seçimlerden bir kaç gün sonra ise yargılanıp hapse atıldım. Bu dönemde aynı zamanda Cumhuriyet Gençliği Birliği'nin başkanlığını yapıyordum. Ben hapse atılmayı, bu uğurda sıkıntı çekmeyi göze aldım zaten. Fakat mevcut yönetim farklı düşüncelere çok tahammülsüz.

'SİSİ BENDEN DESTEK İSTEDİ'

Ben Mısır'da kalabilirdim. Fakat bu hiçbir şeyi eleştirmeyeceğim anlamına gelirdi. Çünkü orada kendini yarı ilah ilan eden Sisi'nin dışında hiç kimsenin sesi duyurulmuyor. Benim ile onun arasında o gece bir telefon görüşmesi oldu. Benden onu darbe konusunda desteklememi istedi. Fakat ben sol elimdeki telefonla onunla konuşurken diğer elimle elbise dolabımdan eşyalarımı bavuluma yerleştiriyordum. Hemen nereye gideceğimi hiç düşünmeden havaalanına gittim ve Lübnan'a gittim. Burada belli bir süre kalmaya, durumun sakinleşmesini, bu dönemde kaybettiğimiz akli melekelerimizin tekrar yerine gelmesini bekledim. Fakat maalesef durum daha da kötüleşti, kötüleşti, kötüleşti...

'SİSİ'NİN 3 VAADİ DE GERÇEKLEŞMEDİ'

Bu yönetim üç şartla veya üç yalan, hayal ile geldi. Birincisi, Mısır'ın bölgesel bir birlik kurup, eski gücüne kavuşacağını söyledi. Hani nerede? Maalesef gerçekleşmedi. Oluşturulan tüm bölgesel birliktelikler yıkılmaya başladı. Bu adam ile ilgili ortaya çıkan gerçekler Türkiye ile Katar'ın takındığı tavrın ne kadar doğru olduğunu tüm bölge ülkeleri kavramaya başladı. Sisi'nin elinde İsrail dışında hiçbir bölgesel ittifak kalmadı. Sisi'yi sadece İsrail hala desteklemeye devam ediyor. Bu duruma gelinmesinde etkili olan bazı ülkelerinde geri dönüş yaptıklarını ve bu durumdan memnun olduğumuzu söylemek isterim. Kendisinin çok büyük bir devlet adamı olduğunu iddia etti. Devleti idare edebileceğini, derin devlet ile ilişki kurabileceğini, asker kökenli olduğu için Mısır'ın tüm anahtarlarına sahip olduğunu, istikrar ve güveni sağlayabileceğini iddia etti. Bunlar gerçekleşmedi, tam aksi oldu.

Çete mantığı ile karar alan bir yönetimle karşı karşıyayız. Parlamento yok, muhalefet yok, partiler yok, siyasi yetkililer yok. Elimizde ismi Sisi olan daha önce tecrübesi olmayan, kurtarıcı olarak lanse edilmiş bir kişi var. O da kurtarmayı vaat ettiği gemiyi batırıyor.

'SİSİ MISIR'I FELAKETE SÜRÜKLEDİ'

Eymen Nur, Mısır'da devrimi tamamlamak üzere ilk adımın önümüzdeki günlerde atılacağını altını çizdi. Mısırlı tüm muhalif partilerin tek çatı altında toplanacağını söyledi...

Ben Mısır'da liberal bir partiyi temsil ediyorum. Fakat soldan sağa kadar tüm kesimlerin bu adamın muazzam ülkeyi büyük bir felakete sürüklediğini fark ettiklerini görüyorum. Ayrıca yardımlaşma düşüncesinin tüm tarafları ilgilendirdiği açık. Burada ilk defa açıklıyorum. Önümüzdeki günlerde atılacak bir adımın bu sorunuzun cevabını vereceğini söyleyebilirim. Mısır'da devrim gruplarını tekrar bir araya getirecek bir oluşumdan bahsediyorum. Bu oluşumun şemsiyesi altında tüm kesimler olacak. Bundan çok yakında haberdar olacaksanız. İçerisinde liberallerde, solcularda, İslamcılarda ve tabii ki Müslüman kardeşlere gönül verenler de olacak.

'HER AN KAHİRE'YE DÖNEBİLİRİM'

Sadece 120 dakika sonra Kahire'de olabilirim. Öte yandan uzaklık önemli değil, biz dışarıda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. İçeride bir değişim olması gerektiğinin farkındayız. İçeriden ve dışarıdan ortak hareket edilmesine inanıyoruz ve inşallah önümüzdeki görüşmeyi Kahire'de yaparız.

Bu bir terör saldırısı. Sina'da, Kahire'de, Libya'da, Türkiye'de veya dünyanın her hangi bir yerinde hiç fark etmez şer-i ve siyasi olarak bu haramdır. Siyasi analistler olarak bundan kimin kazançlı olduğunu da sorgulamalıyız.

'TÜRKİYE ORTADOĞU HALKININ YANINDA'

Türkiye çok saygı duyulan ve aldığı kararların isabetli olması nedeniyle başka ülkelerce dikkatli takip edilen ileri bir noktaya geldi. Türkiye yaşanan değişimlerde çıkarları yönünde tercihler yapabilirdi. Türkiye bunu yapmadı. Türkiye halkların yanında yer aldı. Türkiye'nin bu duruşunu saygı ve takdirle karşılıyorum. Tarihte zaten yaşanan bu fotoğrafta yer alan gerçekleri teyit edecektir. Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana halkların özgürlüğü ve hukuki hakları devlet meselesidir. Hiçbir sınır veya egemenlik meselesi ile baskı altına alınamaz. Bu bir insan hakkıdır. Bu başkalarının iç işlerine müdahale değildir. Bu hepimizin, insanlığın, başkalarının baskı ve tasallutundan korunması meselesidir. Bu ahlaki bir sorumluluktur. Buna uyanı yüceltmeli, kabul etmeyeni kınamalıyız. Dışarıda bazı baskılar nedeniyle Türkiye'yi içerden eleştirenlerde görecektir ki, gelecekte Türkiye'yi, bugünkü doğru politikaları koruyacaktır. Haklı bir duruşu olan büyük bir ülke olduğunu göreceklerdir. Böyle büyük duruşların çoğunlukla bedeli de büyük oluyor. Ben eminim ki gelecek çok daha güzel olacak ve Türkiye'nin bu duruşunun doğruluğunu ortaya koyacak.

Sıradaki

OTOMATİK OYNAT

SON DAKİKA