DAEŞ'İ TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK KABUL EDEN İLK ÜLKE TÜRKİYE'DİR
'Amerika açıklamış, Suriye'deki malum DAEŞ'in petrolleri, Rusya iş adamları isimleri liste halinde var. Biz bunları yazdık. Enerji Bakanımıza soru soruyor bir CHP'li milletvekili. 'DAEŞ ile petrol şeyini devam ettirecek misin?' E be kitapsız böyle bir şey yok ki! Nereden çıkarıyorsun bunu, olmayan bir şeyi durduk yere hayali yere bir atalım bakalım tutar mı gibi... Bu ne rezillik. Bu nasıl bir şey anlamakta zorlanıyorum. DAEŞ'i 2013 yılında dünyada DAEŞ'i terör örgütü sayan ilk ülke Türkiye'dir. İlk ülke biziz. Bakanlar Kurulu'nun kararıdır 12 Ekim yanlış hatırlamıyorsam 2013'dür. DAEŞ ile alakalı petrol durumu yok. Böyle bir şey asla yok. Bir de Sayın Cumhurbaşkanımız ailesi ile de irtibat kurmaya kalkarak yani hala algı yönetimi. Buradan bir yere varamadınız 1 Kasım'da rezil oldunuz hala aynı yöneteme devam ediyorsunuz.'
BAŞKANLIK DİKTATÖRLÜK DEĞİLDİR
'Diktatörlük dediğiniz konu bu dönemde krallık dönemleri olmadığına göre demokraside nasıl olursa bir adam diktatör olur? Bir adamda yetki tekelinde toplanıyorsa elinde o meyledebilir buna. Ben buradan soruyorum Hitler parlamenter modele diktatör çıktı. Mussolini aynı şekilde çıktı. Yani bunların çıktığı ülkelerde başkanlık yoktu ki. Parlamenter modeller vardı. İddia ediyorum ki buradan, herkesle bunu tartışmaya açık ve hazırım. Sizi temin ederim ki eğer diktatörlükten korkuluyorsa bunun en güzel zemini parlamenter modeldir. Çünkü parlamenter modelde kuvvetler ayrımı yoktur. Adı var kendi yoktur. Yasama var yürütme var yargı var. Yasama diye bir organın adı var, kendi yoktur. Biz yürütme ne derse onu yaparız. Almanya aynısı, İngiltere'si aynısı, İtalya aynısı... Meclis hükümete bağlıdır, o da Başbakana bağlıdır. Başbakan ne derse biz onu yaparız. Zaten başka türlü çalışmaz bu sistem. Kanunu hükümet getirir, bizden geçer.'