Umudunu hiçbir zaman kaybetmediğini belirten Yalvaç , "kanseri grip gibi görün ve ona göre muamele yapın. Ben yendim, herkes yenebilir" diye konuştu. Radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi tedavi süreci sonrasında ailesinin ve arkadaşlarının da moral desteğiyle kanser hastalığını yenen Ali Kahraman, süreci ve duygularını şöyle anlattı:
"ŞANSLIYDIM"
İlk hastalığı öğrendiğimde çok etkilendim. Moral olarak birkaç gün kendime gelemedim. Çevremden ciddi anlamda destek gördüm. Arkadaşlarım ve ailem yanımdaydı. Bu hastalığı yendiysem onların büyük payı var. Moral çok önemli ama çevrendeki insanlar senin hastalığı yeneceğini düşünüyorsa 1-0 önde başlıyorsun. Ben şanslıydım, çevremde bana inanan insanlar vardı. Benim şansım vardı. Ben basketbol oynarken aldığım darbe sonucu hastalığım farkedildi. Erken teşhis oldu. Bu nedenle tedavim çabuk bitti. Radyoterapi, kemoterapi ve ameliyat olarak tedavi gördüm. Kemoterapi çok kötü birşey. İçtiğiniz suyun bile tadı yoktu. Sanki damağınıza toplu iğne batırıyorlarmış gibi hissediyorsunuz. Hiçbirşeyden zevk almıyorum. Yediğim yemekten, attığım adımdan bile zevk almıyordum. Kötü bir süreçti.
RAP MÜZİK YAPTI
Rap müzik aşığı olduğunu belirten Yalvaç "Bu hastalığı ölümsüzleştirmek istedim. Ne yaşadıysam hepsini bir kağıda döktüm. Daha sonra hoşuma gitti. Şarkı yapmak istedim. Müziğini ayarladım, sözlerini müziğe uyarladım. Çok beklemediğim tepkiler aldım. Ama bu kadırını hayal etmemiştim. Şarkımda da dediğim gibi umutlarını kaybetmesinler. Bu hastalıkta her zaman bir umut var. Artık grip gibi hastalık. İlk başta ölüm geliyor akla. Ama bilinçlendikten sonra üstesinden gelinebiliyor. Yenemeyeceğiniz bir şey değil. Ben yendim, başkaları da yenebilir. Tedavi alırken kendime verdiğim bir sözüm var. İleride iyi bir gelirim olursa bu hastalıkla mücadele etmek istiyorum. İnsanların tedavilerini üstlenmeyi düşünüyorum.
ALLAHIM ONU BİZE BAĞIŞLADI
Ali'nin annesi Ayşegül Yalvaç'ta"Allah kimseye evladının imtihanını vermesin. Kocan, annen, baban farklı ama evlat daha farklı. O yaşadığımız süreçte Ali'nin gözlerine bakmaya korkardım. Her gün sabah direk Ali'nin odasına girip, nefes alıyor mu' diye bakıyordum. Allahıma binlerce şükür. evladımı bize bağışladı. Herkese sabır diliyorum, isyan etmesinler" dedi.
ARKADAŞLARININ DESTEĞİNİ HEP HİSSETTİ
Ali'nin hastalığında hiç yalnız bırakmayan arkadaşlarından Cemal Eker "Hastalığı ilk duyduğumuzda zor bir süreç olduğunu anlamıştım. 'İnşallah atlatacağız' dedik. Ailesi her zaman yanındaydı. Biz daha çok onu güldürmek, eğlendirmek için uğraştık. Aktiviteler organize ettik. Fikirler geliştirdik. Arkadaşlığa dostluğa ihtiyacı vardı. Hep yanında olmaya çalıştık. Her zaman da yanındayız" diye konuştu.