Daha önce iki ayrı hastanede "Dissosiyatif kimlik bozukluğu ve majör depresyon" tedavisi gören Nermin A., 2002 Ocak ayında kızının tedavisi için gittiği Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde çocuk nöroloğu olan Prof. Dr. Sabiha Keskin ile tanıştı. Bu görüşmede Keskin uzmanlık dalı psikiyatri olmamasına rağmen Nermin A.'ya, uygulayacağı terapi ile kendisini kesin olarak tedavi edebileceğini söyledi. Prof. Dr. Keskin böylece şikâyetçi Nermin A.'ya ayda 3-5 kez terapi uygulamaya başladı. 7 yıl süren uygulamada Sabiha Keskin tıbbi olarak yetkisi olmamasına rağmen, reçete düzenleyerek ilaç yazdı. Nermin A. ise bu uzun süreçte daha da kötüleşmeye başladı.
TASLAĞI DELİL GÖSTERDİ
Bu arada Prof. Dr. Sabiha Keskin uyguladığı terapiler sırasında elde ettiği kişisel bilgileri hazırlamakta olduğu romana aktardı. Bundan haberi olan Nermin A., yaptığı başvurular sonucu taslak halindeki romanın son anda yayımlanmasını engelledi, ardından savcılığa suç duyurusunda bulundu. Nermin A. ayrıca yayınevine sunulduğunu iddia ettiği roman taslağını da delil olarak sundu. Olayla ilgili Prof. Dr. M. Raşit Tükel ve Prof. Dr. Vedat Şar'ın hazırladığı 22 Şubat tarihli bilirkişi raporunda, Nermin A.'nın ruhsal bozukluklarının tedavisinin ancak bir psikiyatri uzmanı tarafından yapılabileceğini, başka bir anabilim dalına bağlı hekimin yapamayacağı belirtildi. Raporda, çocuk nörolojisi uzmanı olan Prof. Dr. Keskin'in kendi uzmanlık alanı dışında olan ağır kronik ve karmaşık bir psikiyatrik bozukluğu tedavi etmeye girişmesi, hastanın sağlığı için risk yarattığı bu durumun hastanın meslek aracılığıyla istismar edilmesi anlamına geldiği ifade edildi. Roman taslağını inceleyen diğer bilirkişi Prof. Dr. Ali Necip Ortan da raporunda, şüphelinin müşteki ile ilişkisi sırasında edindiği kişisel verilerin olaya konu romanda kullanıldığı, ayrıca romanın basımı için yayınevi ile kurulan iletişimin de göz önüne alındığında roman taslağının 3. kişilerle paylaşıldığı sonucuna varıldığını belirtti. İfadesine başvurulan şüpheli Sabiha Keskin, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Nermin A.'nın akli dengesinin yerinde olmadığını ve psikiyatri anabilim dalı başkanlığına gönderilmesi gerektiğini belirten Keskin, onun yaptıklarından dolayı asıl kendisinin mağdur olduğunu, ancak hasta olduğundan dolayı bir şey yapamadığını belirtti. Sabiha Keskin, müştekinin kızını bahane ederek kendisine geldiğini, kendisine herhangi bir tedavi protokolü uygulamadığını ve kişisel verilerini de romanlaştırmadığını savundu. Keskin, muhabirimizin konuya ilişkin sorularına ise yanıt vermekten kaçındı.
5.5 YIL HAPSİ İSTENİYOR
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Akif Ekinci, Keskin'in, "Olası kastla yaralama ve verileri hukuka aykırı olarak verme" suçlarından cezalandırılması istemiyle dava açtı. 1.5 yıldan 5.5 yıla kadar hapsi istenen Keskin'in yargılanması önümüzdeki günlerde Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlayacak.
'KİŞİNİN İZNİNE TABİDİR'
Galatasaray
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal, şunları söyledi: "Kişinin özel hayatıyla ilgili bilgilerin bir romanda kullanılabilmesi için o kişinin izni olması gerekir. Aksi durum suç teşkil eder. Yapılan suçlamaya göre, 'Özel hayatın gizliliğini ihlal' ya da 'Verileri hukuka aykırı olarak verme' suçlarından dava açılabilir. Ayrıca, bir hekimin uzmanlık alanı dışında tedavi uygulaması da dava konusudur."
'KİMLİĞİ ORTAYA ÇIKMAMALI'
Ünlü
yazar Pınar Kür, Keskin'in kitabında yaşadıklarından esinlenebileceğini, ancak izinsiz olarak kimliğini ortaya çıkaramayacağını söyledi. Kür, şöyle dedi: "Kimlik bilgileri ve yaşadıkları olayın kahramanı izin verirse yazar kullanabilir. Ancak yazar, kimliğini izinsiz ortaya çıkarırsa suçlu olur. Birçok yazar yaşadıklarından etkileniyor. Bu nedenle de yazdıkları kitapların girişinde 'isimler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür' diye yazıyor."
