Koruyucu anne Sündüz Korkmaz, yaşları 10-18 arasında değişen 2'si kız 3 çocuğunun olduğunu, 14 yaşındaki kızının geçen yıl Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'ne bağlı çocuk yuvasını ziyaret ettiğini belirtti.
Kızının bu ziyaretten çok etkilendiğini, 2-3 hafta sürekli ağladığını anlatan Korkmaz, ''Kızım o çocuklara çok üzüldü. 'Hiçbirinin yanında annesi babası yok. Biz de oradan bir kız çocuğu alalım' dedi. Çocuklardan biri yanlarına gelmiş, 'Abla beni size götürün' demiş. Biz de o zaman 'Biz hadi bir tanesini aldık, kurtardık gerisi ne olacak' diye düşündük'' dedi.
Konuyu kardeşleriyle paylaştığında korucuyu aile modelini anlattıklarını ifade eden Korkmaz, eşi Mehmet Korkmaz ile kurumu ziyaret ederek, uygulama hakkında bilgi aldığını söyledi. Daha sonra koruyucu aile olmak için müracaatta bulunduklarını belirten Korkmaz, küçük çocuk istedikleri için uygulamadan hemen yaralanamadıklarını vurguladı.
''Rüyamda bir kız çocuğu emanet edildi''
Korkmaz, aradan geçen bir yıllık sürede başkasının çocuğuna bakamayacakları düşüncesiyle koruyucu aile olmaktan vazgeçtiğini daha sonra gördüğü bir rüyadan çok etkilendiğini söyledi. Korkmaz, şunları kaydetti:
''Rüyamda bir adam bana bir kız çocuğu verdi. 'Ben gidiyorum, bir daha hiç dönmeyeceğim. Bu çocuğu sana veriyorum. Bu kıza bak. Ama İslami şartlara göre büyüt. Allah'ın rahmeti, merhameti üzerinde olsun' dedi. Bu rüyadan sonra vazgeçmemem gerektiğini düşündüm. Kuruma tekrar gittik, dosyamız açıldı ve tetkikler yapıldı. Geçen yaz bir erkek çocuk gösterdiler, o olmadı. Çocuklarım kız çocuğu istedi. Orada özürlü bir çocuk gördüm. O çocuğu çok sevmiştim. İnsan kendi evladını yıllarca görmesin, gördüğünde hoş bir duygu hisseder ya ben de öyle oldum. Ben orada müdüre 'Elif olsun, başka biri olmasın' dedim. Elif, evlatlık verildi. Bize nasip değilmiş. Güzel bir yere gitmiş, onun adına çok sevindim.''
Daha sonra kendilerine 4 yaşında İlayda, 3 yaşında Dilan ve 2 yaşında Funda adında 3 kız kardeş gösterildiğini ifade eden Korkmaz, ilk karşılaşmalarında Dilan'ın kucaklarına gelerek kendini sevdirdiğini anlattı.
Dilan ve kardeşlerinin 3 ay önce Erzincan'dan geldiğini öğrendiklerini anlatan Kokmaz, ''Dilan'ın anne ve babasının ayrıldığını öğrendik. Biz Dilan'ı aldıktan sonra diğer kardeşleri de yine Erzurum'da koruyucu ailelere verildi. Dilan diğer kardeşlerini görüyor'' diye konuştu.
''Dilan da artık anne diye sesleniyor''
Korkmaz, Dilan'a 2 aydır koruyucu aile olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
''Koruyucu ailelere yapılan para yardımından yararlanıyoruz. Dilan'a o kadar alıştım ki devlet o yardımı yapmasa bile yine Dilan'a bakarım. Rabbim nasip ederse Dilan'ı büyütürüz, eğer ailesi bir gün çıkıp gelip almazsa. Anne babası almak isterse, devlet onları münasip görürse tabi ki öncelik ailesinin ama bir parçam gitmiş olur.''
Küçük Dilan'ın evlerine ilk geldiğinde 'Burası bizim evimiz' değil diye huysuzluk yaptığını kendisine 'öğretmenim' şeklinde hitap ettiğini anlatan Korkmaz, 'Çocuklarım 'anne baba' dedikçe o da bize aynı şekilde seslenmeye başladı. İlk 'anne' deyince çok tuhaf oldum. Evde 4'üncü birinin anne demesi farklı oldu. Dilan ilk geldiğinde kendi anne babasını anlatıyordu. Şimdi de anlatıyor ama ilk geldiği kadar sık değil'' diye konuştu.
Dilan'ın gittiği yerde de kendini sevdiren bir çocuk olduğunu belirten Korkmaz, yakınlarının önce tepkisini aldığını daha sonra Dilan'ı çok sevdiklerini söyledi.
Baba Mehmet Korkmaz da Dilan'ın herkese karşı çok sıcak olduğunu ifade ederek, ''Dilan'ı asla çocuklarımızdan ayırmıyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile sürekli irtibat halindeyiz. Dilan kendi kardeşleriyle de görüşüyor'' dedi.
