Anadolu'nun ilk camisi olan Habib-i Neccar Cami dinler arası hoşgörünün merkezlerinden biri olarak yerli yabancı binlerce turisti ağırlıyor. Habib-i Neccar, Hz. İsa'nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalı. Hz. İsa'nın havarilerinden Pavlus ve Yuhanna'nın mezarları da burada. Hoşgörünün kalesi olarak adlandırılan bu cami ve Habib-i Neccar'ın hikâyesi ise şöyle: Camiye ve Antakya'nın sırtını verdiği dağa adını veren Habib-i Neccar, M.S. 40'lı yıllarda Antakya'da yaşamıştır. Eser Anadolu'da yapılan ilk cami olarak bilinir. Bir Roma tapınağının yıkıntıları üzerine inşa edilmiş kiliseden camiye dönüştürülmüş olan bu kutsal yapı, ortaçağ mimari özelliklerini taşır. Günümüzdeki cami Osmanlı dönemi eseridir. Etrafı geleneksel yapım tarzıyla yapılmış olup, avlunun bir kısmı medrese odaları ile çevrilidir"
İLK HIRİSTİYAN MEZARLARI
Minaresi 17. yüzyılda yapılmış olan caminin avlusunda 19. yüzyıl eseri bir şadırvan bulunmaktadır. Caminin kuzeydoğu köşesinde Hz. İsa'nın havarilerinden Yunus (Pavlus) ve Yahya (Yuhanna) ile onlara ilk inanan Habib-i Neccar'ın türbesi (4 metre derinde) yer alır. İçinde ilk Hıristiyanlara ait mezarları barındırmasıyla Habib-i Neccar Camii bugün adeta dinler arası hoşgörünün ve dayanışmanın bir simgesidir. Antakya'da ilk cami 638 yılında Müslümanların fethinden sonra yapılmıştır. Bazı kaynaklara göre Habib-i Neccar türbesini ve camisini Ebu Ubeyde bin Cerrah yaptırmıştır. Müslümanlarca da bir evliya olarak bilinen Habib-i Neccar'ın öldüğü yere yaptırılan bu cami, Antakya'nın el değiştirmesine bağlı olarak defalarca yıkılmış ve sonradan tekrar yapılmıştır..."
ALEVİ MAHALLESİNDE SÜNNİ İMAM
Ahmet Gürbüz, Antakya Merkez Armutlu Camisi'nin imamı. Alevi mahallesinde 28 yıldır imamlık yapan Gürbüz, Medeniyetler Korosu'nun vazgeçilmezlerinden. Gürbüz, "Her vaazımda kardeşlikten bahsediyorum. Hoşgörü ortamımızı, özümüzü koruduğumuz müddetçe kimse bozamaz. Biz papaz arkadaşımla beraber onların ve bizim ilahilerimizi birlikte söylüyoruz. Bu koro, Antakya'daki güzellikleri ortaya çıkarıyor. Geçen gün bir baba geldi, kızı evlenmek için kaçmış. Kaçtığı genç Alevi. 'Ahmet Hoca nasıl evlendireyim?' diye sordu. Adam cahil. Babaya izah ettim. Evlendiler, nikâhı da ben kıydım. Yunus Emre'nin dediği gibi: Sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz.
KORONUN EV HANIMI
Koronun ilk üyelerinden ev hanımı Betsi Büyükgazel (Ortodoks): "Farklı inanç gruplarına ait insanları koroda yakından tanıma fırsatı buldum. İnsanların aslında birbirinden hiçbir farkı olmadığını bir kez daha anladım. Hepimiz tek olan Allah'a farklı yollardan ulaşma çabasında olan insanlarız. Uzlaşı ,diyalog, sevgi ve barış bizi farklı kılan şeyler."