Ramazan ayında birçok evde huzur içinde sahur yapılırken itfaiyeciler sürekli nöbette. İstanbul İtfaiyesi'nde görev yapan itfaiyeciler, sahur vakti, ansızın geceyi yırtan bir anonsla hareketleniyor. Sofradaki lokmalarını yarım bırakıp koşuyorlar. İtfaiye aracında oruca niyet edilirken, kimse zarar görmeden yangın yerine ulaşmaya çalışıyorlar. İstanbul İtfaiyesi, her yıl binlerce olaya müdahale ediyor. Bayram, haftasonu tatili, iftar ve sahur saati ayırt etmeksizin sürekli teyakkuz halindeler. İtafiye ekipleri, her sabah, 'Allah'ım, tehlikeye düşmüş olan her canlının, özellikle küçük bir çocuk ya da yaşlı birinin imdadına geç kalmadan yetişebilmem için bana güç ver' diye başlayan itfaiyeci duasıyla görevi devralıyor. Ramazan ayında da itfaiye amirliklerini farklı bir heyecan sarıyor. Birbirlerine canlarını emanet eden itfaiyeciler, amirinden erine kadar bir aile gibi. Sahur sofrası da hep birlikte hazırlanıyor.
TUVALETTE BİLE ALARM
Tarihi Yarımada'yı koruyan Fatih İtfaiye Amirliği'nde, her vardiyada 45 itfaiyeci görev yapıyor. Santralci, telefon ve telsiz başından bir an olsun ayrılmıyor. Sahur yemeğini arkadaşları odasına getiriyor. Mıntıkacı, bölgenin cadde ve sokaklarını kafasına kazımış, görevi, ekipleri yangın mahalline hızla ulaştırmak. İtfaiye binasının tuvaletinden, yemekhanesine, banyosundan mescidine kadar her yerde kırmızı, sarı, yeşil renkli anons sistemi bulunuyor. Kırmızı renk büyük yangınları, sarı renk yangın başlangıcını, yeşil renk ise tahlisiye olaylarını simgeliyor. Bu ışıklardan biri yanıp anons yapılınca herkes lokmasını bırakıp araçlara koşuyor. Amaç, birkaç dakika içinde yangın yerine ulaşmak.
HORTUMU TUT, İFTARA GİT
Ekip Amiri, İbrahim Bekçi, peynir, zeytin, domates, salatalık, yumurta ve karpuzdan oluşan sahur sofrasında itfaiyecinin Ramazan ayını anlatıyor. Bekçi, oruç tutmanın görevlerini yapmalarına engel olmadığını anlatıyor. Ramazan ayına psikolojik ve fiziki olarak hazırlandıklarını belirten Bekçi, "Geçen yıl Tuzla'daki bir fabrika yangınana takviyeye gittik. Çok yoğun sıcak ve duman vardı. Sabah 11.00'dan gece 02.30'a kadar müdahale ettik. Bu sırada bazı arkadaşlarımız orucunu bozmak zorunda kaldı. Orucu bozmadan önce müftülüğü arayıp danıştık. Bazı arkadaşlarımız da hortumu değişmeli tutarak kaldırıma oturup iftar yaptı" diyor.
'BABANI TANIMAZSIN'
Bekçi, iftara bazen misafirlerinin geldiğini belirterek, "Bir gün bir misafirimiz geldi. Yemeğimizi yerken birden yangın anonsu yapıldı. Herkes bir anda kalkarak misafiri masada tek başına bırakıp yangına koştuk. O anda yanında baban bile olsa bırakıp gidersin" diye konuşuyor. Fotomuhabiri arkadaşım Emin Özmen ile konuk olduğumuz sahur sakin geçti. Yemekhanedeki sahurun ardından bahçedeki semaverde pişen çayı koyu bir sohbet eşliğinde yudumladık. Orucun başlangıcını haber veren sabah ezanı okunmadan herkes suyunu içti. Ezan bittikten birkaç dakika sonra, santraldan sarı alarm verildi. Az önce sakin sakin duran itfaiyceler hızla yerinden fırladı ve neredeyse 30 saniye içinde araca atlayıp yola çıktı. Molla Gürani Mahallesi'ndeki küçük bir baraka yangınına müdahale eden ekip kısa bir sure sonra geri döndü ve yeni bir yangın anonsu gelene kadar bekleyişe geçti. İstanbul itfaiyecileri, teyakkuz halinde ve hızla sahur yapıp nöbet beklerken İstanbullular yataklarında mışıl mışıl uyumaya devam ediyordu.