Emine Demirel henüz 13 yaşındaydı. 1 yıl önce yetim kaldı. Aile bütçesine katkıda bulunmak için yarım gün çalışıyordu. İstanbul Beyoğlu Piri Reis Ortaokulu'na öğlene kadar gidiyor, okuldan eve dönüp, iş kıyafetlerini giyip, tekstil atölyesinde çalışmaya gidiyordu. 2 Eylül günü de 10 lira yevmiyesini kazanmak için yine atölyeye gitti. Pencerenin yanı başındaki tezgâhına oturdu. Biraz serinlemek için pencereyi açtı. Ve birkaç dakika sonra aniden yere yığıldı. Aynı yerde çalışan ablası, Emine'nin yorgunluktan bayıldığını düşündü. Gerçek hastaneye gidince ortaya çıktı. Karşı binadan gelen bir maganda kurşunu 13 yaşındaki Emine'nin hayatına mal olmuştu. Ablası Gülistan Demirel (23) o anı şöyle anlattı: "Kurşun sesini dahi duymadık. Bayıldı zannettim. Kurşun Emine'nin omzundan girip, kalbine isabet ettikten sonra orada kalmış. Vurulduğunu anlamadım bile."
'SİLAHI DENEMEK İSTEM İŞTİM'
Polis tarafından başlatılan soruşturmada talihsiz kız çocuğunu öldüren kurşunun, bir binanın 4. katında bulunan atölyenin açık penceresinden içeri girdiğini belirledi. Polis tarafından lazerle yapılan atış açısı ölçüm incelemesi sonucu, kurşunun kuş uçuşu 250 metre uzaklıkta bir evden ateşlendiği tespit edildi. Üstelik maganda kurşununu atan şüpheli bir kadındı. 30 yaşındaki şüpheli Cansev Y. "14 yıl önce ölen babamın silahını denemek için 4-5 el ateş ettim. Kimseye bir şey olacağını düşünemedim. Mermi çekirdeklerinden toplayabildiğim kadarını alıp mazgala attım. Olayda bir çocuğun öldüğünü sonradan öğrendim" diyerek, suçu itiraf etti.
YAZIN TAM GÜN ÇALIŞIRDI
Geride Emine'nin dram dolu hayat hikâyesi kaldı. Demirel Ailesi bundan 2 yıl önce Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nden İstanbul'a göç etmişti. Beyoğlu Hacı Ahmet Mahallesi'nde bir apartmanın çatı katında küçük bir daire kiraladılar. Baba Yusuf ve anne Rakiye'nin 9 çocuğundan 7'ncisiydi Emine. Babası, geçen yıl memleketine giderken geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Kızları Gülistan, Zeynep ve Emine babalarının ölümünün ardından aileyi geçindirmek için tekstil atölyesinde çalışmaya başlamıştı. Erkek kardeşleri askere gitmişti. Diğer kardeşleri Emin'in de sağlık sorunları vardı. Önce eşini trafik kazasında şimdi de küçük kızını talihsiz bir şekilde kaybeden anne Rakiye Demirel'in ağıtları cenazeye gelenlerin yüreklerini dağladı. Kardeşini gözlerinin önünde kaybeden abla Gülistan Demirel ise şunları anlattı: "2 yıl önce İstanbul'a geldik. Geçen yıl haziran ayında babamızı kaybettik. Kardeşim yazları okul kapanınca tam gün çalışırdı. Okullar açıldığında da okuldan sonra yarım gün gelirdi. İş olmadığı zaman çalışmazdı. Benim yanıma gelirdi. O gün okuldan çıktı, yemeğini yedi. Okul formasını üzerinden çıkardı. İş kıyafetlerini giydi. Ve atölyeye geldi. İçerisi çok sıcak olduğu için atölyenin pencerelerini açmıştık. Bir an da kardeşim yere yığıldı. Önce bayıldı zanettik. Sonra omzundaki kanları gördük. Dünya başıma yıkıldı. Masum kardeşim, kör bir kurşuna kurban gitti."
GÖRGÜ TANIKLARI: BALKONDAN ETEŞ EDEN ERKEKTİ...
Polis, olay anında evde olduğunu belirlediği 3 kişinin peşine düştü. Çalışmalar sürerken 33 yaşındaki Cansev Y., evden ateş açan ve 13 yaşındaki kızın ölümüne neden olan kişinin kendisi olduğunu öne sürerek suç aleti silahla birlikte teslim oldu.
POLİS 2 ŞÜPHELİ Yİ ARIYOR
Ruhsatsız olan tabancanın, olayda kullanılan silah olduğu ve olay yerindeki kovan ile cesetten çıkan merminin, silah ile uyum sağladığı ortaya çıktı. Sabıkası olmayan Cansev Y., adliyeye sevk edildikten sonra tutuklandı fakat Cinayet Masası soruşturmayı derinleştirdi. Cansev Y.'nin suçu üstlendiği iddia ediliyor, görgü tanıkları, balkondan ateş açan şahsın erkek olduğunu öne sürüyordu. Polis şimdi olay günü evde bulunduğu düşünülen 2 erkek şüphelinin izini sürüyor.
