İzzet
Efe henüz 2 aylık. Bu 2 aylık yaşamında 2 kez kalbi durdu. Her seferinde güçlükle hayata döndürüldü. İzzet Efe'nin hastalığına teşhis konulamıyordu. En sonunda ailenin Adana'da gittikleri bir doktor, onları Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Metobolizma ve Endokrin Uzmanı Doç. Dr. Hasan Önal'a yönlendirdi. Aile de, minik bebeklerine umut aramak için Hatay'dan İstanbul'a geldi. Bebeğin muayenesini yapan Doç. Önal, minik İzzet Efe'nin nadir görülen hastalığın pençesine düştüğünü tespit etti. Önal'a göre minik İzzet Efe'nin kalbinin durmasına potasyum yüksekliği neden oluyordu. Yani vücudunda tuzu tutan hormonun miktarı az olduğu için idrarla sürekli tuz kaybeden bebeğin kalbi duruyordu. Talihsiz bebeğin 2 kardeşi de henüz bir haftalıkken bu hastalıktan yaşamını kaybetmişti.
TÜM ETKENLER BİLİNDİ
Dr. Önal, 1970'li yıllarda uygulanan bir yöntemi izledi ve İzzet'in potasyum dengesini sofra tuzuyla sabitledi. Dr. Önal uyguladıkları tedavi ve bebeğin durumu için şunları söyledi: "Minik bebeğin potasyumu yüksek, sodyumu düşük. Aldesteron hormonu çalışmıyor. Vücudunda tuzu tutan hormonun miktarı az olduğu için ona günde bir kaşık iyotsuz sofra tuzu içiriyoruz. Böylece kandaki eletkrolitler olan potasyum ve sodyumu normal seviyelerde tutmayı tuz sayesinde başarıyoruz. 3 yaşına kadar minik bebek kilo ölçüsüne göre ayarlanarak, tuz içecek. İnşallah minik bebeğin 3 yaşından sonra tuz içmesine gerek kalmayacak. Çünkü vücudundaki eksik olan hormon bu sayede çalışmaya başlayacak. Bebek kısa sürede kendini toparladı. Daha önce kalbinin durmasına neden olan tüm etkenler ortadan kalktı." İzzet Efe'nin annesi Neda Çolakoğlu da sevincini "Allah doktorumuzdan razı olsun. Yavruma hiç sarılamamıştım. Artık yavruma sarılabiliyorum" diye dile getirdi.