İstanbul'da özel bir şirkette çalışan bir çocuk annesi D.E., ileri derecede simetri rahatsızlığı bulunan 11 yıllık eşi M.E.'ye boşanma davası açtı. İki ay önce açılan davanın dilekçesinde M.E.'nin, karısının annesine tam olarak ne zaman gidip kaçta döneceğine, temizlik, yemek ve banyo gibi işlerin ne zaman yapılacağına ve hatta evin hangi bölümünde oturulacağına kadar her şeye tek başına karar verdiği, "ev dağılacağı" için misafir gelmesine karşı çıktığı, bebeklerinin mama sandalyesinden inmesine bile izin vermediği öne sürüldü. Zaten hasta olan çocuğuna bakmakta zorluk çeken D.E.'nin ise daha fazla sorun yaşamamak için buna sessiz kaldığı, ancak M.E.'nin son yıllarda başlayan kumar tutkusu ve aşırı batıl inançları da eklenince evi terk etmek zorunda kaldığı ifade edildi. M.E.'nin iki yıldan beri tedavi gördüğünü anlatan D.E.'nin avukatı, "Müvekkilimin görüştüğü M.E.'nin doktorları onun davranış şekli açısından ilkokul 3. sınıf seviyesinde olduğunu, kişilik testi sonucunda dürtülerini kontrol edemediğini tespit etmiş, müvekkilim eşinin düzeleceği ümidiyle evine dönmüş, ancak davalı kocanın kumara devam etmesi üzerine dayanacak gücü kalmamıştır" dedi. Kocasının hayatını kâbusa çevirdiğini öne süren D.E., 150 bin lira tazminat ve aylık 5 bin lira nafaka talep etti. M.E.'nin apartman dairesine, kullandığı araç ile dükkânındaki 4/1 hissesine ve ayrıca tespit edilecek gayrimenkullerine ihtiyati tedbir konulması istendi.