Diyarbakır'da IŞID bahanesiyle düzenlenen gösterilerde Yasin Börü, Hasan Gökgöz, Hüseyin Dakak ve Riyat Güneş'in vahşice öldürülmesi, bir kişinin de yaralanması olayıyla ilgili 16 şüphelinin yakalanması, katledilen gençlerin ailelerinde buruk bir sevinç yaşattı.
Kurban Bayramı'nda bir dernek tarafından hazırlanan kurban eti paketlerini yoksullara dağıtırken uğradıkları saldırıda hayatını kaybeden Börü ve arkadaşlarının aileleri, 16 şüphelinin yakalanması sonrasında yaşadıklarını AA muhabirlerine anlattı.
Yasin Börü'nün babası Fikri Börü, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun olayla ilgili açıklamasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
"16 kişinin yakalanması yetmez, bu işi organize edenlerin de yakalanıp yargılanmasını istiyorum. Bu iş 16 kişiyle sınırlı değil" diyen Börü, olayın arkasındaki herkesin cezalandırılması gerektiğini kaydetti.
IŞİD'i bahane ederek Diyarbakır'daki tesettürlülere ve sakallılara saldırdıklarını dile getiren anne Hatice Börü de katledilen oğlunun bir karıncayı bile incitmekten çekindiğini anlattı.
Oğlunun fakirlere kurban eti dağıttığı sırada uğradığı saldırıyla şehit olduğunu aktaran Börü, şöyle devam etti:
"Ailelerine söyleyeceğim şey şudur; nasıl bir evlat yetiştirdiniz ki böyle vahşi, insanlıktan nasibini almamış biri olmuşlar. Dün gece hiç uyumadım. Yasin yeni katledilmiş gibi aynı vahşete yeniden uğramış gibi o acıyı yeniden yaşadım, acım tazelendi. Yasin onlardan değildi, onlara taş atmadı, kimseye kötü söz söylemedi. Yasin Müslümandı. İki dünyada da hakkımı arayacağım."
Oğlunun öldürülmesiyle ilgili 16 kişinin yakalandığını duydukları zaman çok mutlu olduklarına işaret eden Hasan Gökgöz'ün babası Mehmet Gökgöz ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na teşekkür etti.
Olayla ilgili 16 kişinin yakalandığı müjdesini AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz'dan aldıklarını aktaran Gökgöz, şunları dile getirdi:
"Bunların yakalandığını duyduğumuzda çok mutlu olduk. Sanki evimizde bayram vardı. Katiller yakalandığı için çok sevindik. Sanki oğlum şehit olmamış gibi hissettim. Olayın ardından 52 gün geçti, ama sonuçta güzel bir şey oldu."
Gelişmeleri takip edeceklerini belirten Gökgöz, olayın arkasındaki herkesten davacı olduğuna dikkati çekti.
Baba Gökgöz, "Bunların babalarına, teşvik edenlere sesleniyorum; acaba benim oğlum size ne yaptı? Malınızı mı çaldı, evinizi mi yaktı, sizi öldürmeye mi teşebbüs etti, size ne yaptılar ki, oğlumu bu hale getirdiniz? Hadi öldürdünüz, niye 3. kattan atıyorsunuz. Başkalarının vahşet uyguladığını söylüyordunuz, ama siz onlardan daha beter oldunuz" dedi.
Hüseyin Dakak'ın babası Öztekin Dakak da ailelerin çocuklarına sahip çıkması gerektiğini anlattı.
"Katilleri görünce bizim çocuklarımızdan ne istediler diye sormak isterim. Ne yaptılar da bu şekilde vahşice katlettiniz?" diyen Dakak, yakalanan kişilerin ailelerinin ne hissettiğini merak ettiğini kaydetti.
Dakak, şöyle konuştu:
"Selahattin Demirtaş ve Zübeyde Zümrüt'ten de davacıyım. Ben devletten bunların da yakalanıp yargılanmasını istiyorum. Ne millete ne de devlete zarar verme taraftarı değiliz. Dünya büyüktür herkese yetecek kadar yer vardır. Biz Müslüman olarak yaşamak istiyoruz."
Olayda yaşamını yitiren Yasin Börü ve Hasan Gökgöz'ün ailesi, kaybettikleri evlatlarının mezarını ziyaret etti. Burada çocukları için dua eden aileler, gözyaşı döktü. Yasin Börü'nün annesi Hatice Börü fenalık geçirdi.
Gökgöz'ün babası Mehmet Gökgöz de oğlunun mezarı başında yaptığı konuşmada, "Rahat uyuyun. Sizi katledenler yakalandı" dedi.
IŞID bahanesiyle Kurban Bayramı'nın 4. gününde Diyarbakır'da düzenlenen olaylarda hayatını kaybeden Yasin Börü 16), Hasan Gökgöz (26), Hüseyin Dakak (19) ve Riyat Güneş bir dernek tarafından hazırlanan kurban eti paketlerini yoksullara dağıtırken bir grubun saldırısına uğramış, gençler sığındıkları binanın 3. katından atılmıştı.
IŞID üyesi oldukları iddiasıyla binadan atılan gençlerin cesedine işkence yapılmış, ayrıca gençlerden 16 yaşındaki Börü'nün üzerinden arabayla geçilmiş, Hüseyin Dakak'ın da başı taşla ezilmişti. Cesetleri tanınmayacak hale gelen gençler, aileleri tarafından güçlükle teşhis edilebilmişti. Saldırı ve cesetlerine yapılan işkence, otopsi raporu ile belgelenmişti.
Gösteriler sırasında gençlerin vahşice öldürülmesi birçok kesim tarafından kınanmıştı.
