Doksanlı yıllarda büyük çatışmalara şahit oldu, sürekli silah sesleri yankılandı Taşlıburç'ta... İki ateş arasında kalan Taşlıburçlular köylerini terk etmek mecburiyetinde kalıp, yıllarca memleket hasretiyle büyükşehirlerde yaşadılar. 22 yıl sonra gelen çözüm baharı onlar için büyük bir umut oldu, tekrar
köylerine dönme kararı aldılar. Köylerine dönmüşlerdi fakat bu sefer de hiç beklemedikleri bir şeyle karşılaştılar; Asimilasyon ve terör bitmiş, arazi mafyası başlamıştı. Harabe haldeki evlerini onarıp girmek isteyen köylüler, iddiaya göre bazı kişilerin tehdit ve yıldırmasıyla bunu gerçekleştiremediler. Üstelik aynı kişiler birçok araziye el koydu, köylüler dava açıp kazanmalarına rağmen yine topraklarına yerleşemedi.
45 yaşındaki Serkan Üstün adlı köylü de bu mağduriyeti yaşadığını söyleyenlerden biri. Üstün, insanları köye almayan 45 kişilik bir şebeke olduğunu ifade ederek, şunları anlattı: "Köyde üç evde 14 kişi yaşıyor Ama 80 hane olarak gözüküyor. 2009 yılında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından 80 kişiye toplam 1 trilyon 125 bin nakdi para yardımı yapıldı. Köye senede Siirt'ten bir göçer gurubu geliyor. 75 bin lira nakdi yardım para aldıkları için iki muhtar, hiçbir köylüyü buraya sokmuyor. Camimize imam atandı, fakat harabe. Okulumuz da yok. Durumumuz kötü, şikâyette bulunduğumuzda baskı ve tehdit altında kalıyoruz. Bu yüzden üzerime ateş açıldı. Ne olur Cumhurbaşkanı ve Başbakan sesimizi duysun. Biz bu köye yerleşmek istiyoruz." "Bu köyün asıl sahibi biziz buraları dedelerimizden bize buraları miras kaldı" diyen köylü Hediye Altunkaynak ise muhtarın 'sen burada oturamazsın' dediğini ileri sürdü.
