Alman profesör Richard Zirbel Türkiye'deki üniversitelerde uzun yıllar görev yaptı. Bu sırada öğrencisi Ayşe Pınar Gerçeksever'e gönlünü kaptırdı. Eşinden bir süre önce boşanmış olan Zirbel, öğrencisi ile 27 Aralık 1985 günü nikâh masasına oturdu. Hatta o dönem gazetelerde eski eşinden olan 4 kızının da nikahta hazır bulunması haber konusu olup "Alman profesörle Türk öğrencisinin aşkı" diye haberler çıktı. Mutlu günler yaşayan çift, profesörün beyin kanaması geçirip yatalak olması ile sıkıntılı bir süreç yaşamaya başladı. Zirbel'in Alman bankalarında 370 bin eurosu olduğunu bilen eşi, daha profesör hayattayken bu paraları Türkiye'ye getirmek üzere harakete geçti. İddiasına göre Alman ekonomisi kötüye gidiyor, para ve hisse senetleri değer kaybediyordu. Mahkemeye başvurarak bu iş için vasilik talep etti. Vasilik başvurusunun kabul edilmesinin ardından Alman Bremen Dresdener Bank'taki para ve hisse senetlerinin nakite çevrilerek Türkiye'ye getirilmesi için ayrı bir mahkemeden de izin aldı. İzin verildi ama şart olarak geçirilecek paranın izni veren mahkemeye bildirilmesi şart koşuldu.
ZİMMET DAVASI
Avukatının gelen paranın hesaplarda gözüktüğünü hemen mahkemeye bildirmesine gerek olmadığını söylediğini ifade eden Ayşe Pınar Zirbel, kayıt dışı bir işlem yapmadığını ileri sürdü. Dosya üzerindeki çalışmalarını tamamlayan savcılık, Ayşe İpek Zirbel'in zimmet suçu işlediğine kanaat getirerek dava açtı.
AVUKATA 36 BİN EURO
Ayşe
Pınar Zirbel, işlemler için Avukat Bülent Özden ile anlaştı. Özden, Alman bankasından 369 bin euro aldı. Para, Ayşe Pınar Zirbel'in hesabına havale edildi. Zirbel de avukatına hesaptan 36 bin euro ödeme yaptı. Bu işlemden haberdar olan Zirbel'in Almanya'da yaşayan kızı Martha Zirbel, savcılığa başvurarak mahkeme hesabına yatırılması gereken paranın Ayşe Pınar Zirbek'in hesabına yatırıldığını, avukata da ödeme yapıldığı, bu durumun vasilik görevinin kendisine yüklediği yükümlülüklere aykırı olduğunu kaydetti.