Gezi Parkı protestoları başladığında Türk basını ağzını, gözünü, kulağını kapatıp üç pengueni, pardon, üç maymunu oynarken, dünya basını kameralarını İstanbul'a çevirdi. CNN, iki savaş muhabirini gaz maskesiyle sahaya sürdü, kesintisiz 4 saat canlı yayın yaptı. The Economist dergisi padişah kılığında resmettiği Başbakan Erdoğan portresiyle olayı kapağına taşıdı. Financial Times ise aynı gün 5 ayrı sayfada konuyu masaya yatırdı.
21. yüzyılın en önemli olayı nedir desem sanırım herkes New York'ta ikiz kulelere yapılan 11 Eylül saldırılarında hemfikirdir. Peki, Türkiye'de gerçekleşip de küresel medyanın en çok dikkatini çeken hadise nedir diye soracak olsam?
Son 10 yılda dünya basını için Türkiye'de gerçekleşen en önemli olay, bence 2003'te önce iki sinagog, 5 gün sonra da İngiliz Konsolosluğu ve İngiltere'nin küresel bankası HSBC merkez binasının bombalanmasıydı. Düşünün, 11 Eylül 2001'de dünya tarihini değiştiren El Kaide saldırısının bir uzantısı iki sene sonra İstanbul'da gerçekleşmiş ve aralarında İngiltere Başkonsolosu Roger Short'un da olduğu 57 kişi hayatını kaybetmişti. Şimdi İngiliz basını için İstanbul bombalamaları ile Gezi Parkı protestolarının önemi kıyaslanabilir mi? Birisi, kendi konsolosunun da öldüğü küresel bir terör eylemi, diğeri yerel bir protesto. Gezi Parkı eylemini küçümsemiyorum, kıyaslamalı analiz yapıyorum. Gezi Parkı'nı kapağa taşıyan The Economist, 2003 bombalamalarını nasıl gördü dersiniz? Bırakın kapağı, editoryal seçkilerin arasına bile almamıştı. İçeride sadece tekil bir yazı yayınladı.
Peki, Gezi protestolarına gösterdikleri bu aşırı ilgi ile FT ve The Economist'in sahibi olan Pearson Group'un geçen hafta sızan ve Türk basınına da yansıyan iç yazışması arasında bir paralellik olabilir mi? İç yazışmayı okumadan karar vermeyin.