Geçen hafta Yemen'den bir istihbarat geldi ve ABD, 11 Eylül'den bu yana en yüksek güvenlik alarmına geçti. Son dört yıldır Yemen'de sürdürdüğü insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırılarına ağırlık verdi. ABD istihbarat yetkilileri, El Kaide lideri Eymen El Zevahiri ile Yemen lideri Nasır El Vuhayşi arasındaki konuşmayı yakalamış. Aslında bu, dünya çapında 20 kadar El Kaide liderinin gerçekleştirdiği bir telekonferans imiş. Bu bilgi ne tesadüftür ki, tam da Obama'nın NSA skandalından sonra istihbarat birimlerini denetime tabi kılmaya hazırlanırken geliyor.
Gelen istihbarat bu telekonferansla da sınırlı değil. Bir de ABD'nin en tehlikeli teröristler listesine tepeden giriş yapan İbrahim Asiri adlı Suudi bir bombacı var.
O da Yemen'de yaşıyor. Ama sıradan bir bombacı değil bu. Görünmez bombalar yapan dahi bir kimyager. Bu kadarını, dinamitin mucidi Alfred Nobel bile becerememişti.
ABD, görünmez bomba masalları pompalayarak panik havası estirene kadar, terörle mücadelede nerede yanlış yaptığına bakmalı. Afganistan ve Pakistan'da denediğini şimdi Yemen'de tekrar eden ABD, yeni El Kaide'yi, eski El Kaide taktikleriyle durdurmaya çalışıyor. Eski El Kaide, Arap olmayan ülkelerde çoğunlukla Araplardan oluşan bir gruptu; yeni El Kaide ise artık her ülkenin kendi vatandaşlarından oluşan daha bölünmüş ama daha bağlı bir yapı.
Bush döneminde başlayan İHA saldırıları Obama döneminde artarak devam etti.
İHA'lar son dört yılda sadece Yemen'de 600 kişiyi öldürdü. Buna rağmen, 2009'da 300 kişiyle sınırlı olan Yemen'deki El Kaide, şu anda binleri aştı. Çünkü ölen her bir kişi, Yemen'de birisinin kardeşi, birisinin oğlu, birisinin babası. İHA'ların öldürdüğü her bir kişiye karşılık en az üç kişi El Kaide'ye katılıyor. İHA'larla biçilen çimler daha gür çıkıyor.
Son aylarda Irak, Libya ve Pakistan'da hapishanelerden binlerce mahkûm kaçırıldı. Bugün panik içinde Yemen'de Asiri ve Vuhayşi'nin peşine düşen ABD, yarın da bu mahkûmlar arasından çıkacak yeni Vuhayşileri kovalayacak ve bu kısır döngü devam edecek.