Bütün futbolseverler şu sıralarda aynı soruyu tartışıyor: Rıdvan Dilmen maçta olacakları nasıl biliyor?
Şu anda Türkiye'nin en iyi futbol yorumcusu olan Rıdvan'ın sırrını şöyle özetleyebiliriz:
1) Zeki.
2) Futbolculuk dönemindeki gibi hızlı karar verip, hızlı uyguluyor (yani konuşuyor).
3) Kendisi de oynadığı için futbolcuların düşünce tarzlarını ve ruhsal yapılarını çok iyi biliyor.
4) Hem teknik direktör, hem de yorumcu olduğu için futbolcuları yakından tanıyor.
5) Maçtan önce teknik direktörlerle filan konuşuyor.
Ancak... Bunlara eklenmesi gereken çok önemli bir durum daha var: Rıdvan maçı tribünden izliyor.
Bu nokta niye önemli?
Bir örnek vereyim... İstanbulspor-Fenerbahçe maçının 53'üncü dakikası. Ümit Özat tek başına sol kanattan iniyor.
Kamera bize sadece Ümit'i, topu ve ceza sahasının sol tarafını filan gösteriyor.
Tam bu sırada Rıdvan şöyle dedi: "Hooijdonk geliyor... Hooijdonk geliyor... Keserse gol olur..."

Sonuç: Gerçekten de Ümit güzel bir orta yaptı... Sağdan dalan Hollandalı da müthiş bir kafa vuruşuyla ikinci golü attı.
Rıdvan golün geldiğini bildi, çünkü kameraların seyirciye gösteremediği alanları da tribünden izleyebiliyordu.

Not 1: Tribün-ekran farkı hakkında daha fazla bilgilenmek isteyenler, Ümit Kıvanç'ın 'Kesin Ofsayt: TV Futbolu ve Futbol Medyası' (İletişim Yay.) adlı kitabını okuyabilir.

Not 2: Rıdvan alçak sesle konuşuyor. Ancak asıl sorun başa takılan mikrofonda. Ağzına kâh yakın, kâh uzak. Sanırım çay filan içerken kenara itiyor, sonra da tekrar yaklaştırmayı unutuyor. Maçı anlatan spikerin Rıdvan'ı sık sık uyarması gerek.