Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Görgüsüzlükle mücadele yöntemleri

Eskişehir Yolu'ndaki Tepe Prime, Ankara'nın yeni çekim merkezi. Burada açılan yeme-içme mekanları, bilhassa hafta sonları dolup taşıyor.
Geçenlerde oradaki bir kafede oturuyoruz... Bir anda önümdeki şişe uçtu... İçinde kalan bir parmak birayla birlikte garsonun elinde çekip gitti...
Birçok kişi için şişedeki son yudum önemlidir. Belki de çocukluktan kalma bir alışkanlık:
Hani gazozdan bir yudum alır, derin bir "heh" sesi çıkartır, sonra da şişede ne kadar kaldığına bakardık.
Eğer o son yudumu içmezsen, bir eksiklik hissedersin. Neredeyse koca şişe boşuna içilmiş gibi olur. Adeta bir coitus interruptus hali...
Garsonu çağırdım: "- Şişemi niye aldın?" " - Bitmişti..." "- Hayır, bitmemişti." "- Aa, pardon, ben öyle sandım" "Bitmiş olsa bile, bana sormadan almamalıydın..."

Rum standardı
Türkiye
'deki hizmet sektörünün gelişmesinden gururla söz ediyoruz. Ama hizmetin en basit ögesi olan, "lokantada müşteriye hizmet" konusunda, hala Rum garsonların standardı yakalanabilmiş değil. Yeni kuşaklar eskiyi bilmedikleri için, garsonluğun hep şimdiki gibi yapıldığını sanıyor.
Ne yazık ki günümüz garsonlarının çoğu, hizmeti bir zül gibi algılıyor. Sanki ayıplanan, uzak durulması gereken bir iş...
Halbuki garsonluk önemli bir meslektir. Hizmet ekibi, bir müesseseyi ayağa da kaldırır, batırır da... Ben tanıdığım, sevdiğim, hizmetlerini takdir ettiğim garsonları ortalıkta görmediğimde rahatsız olurum. Mekan cazibesini kaybeder.
İyi garsona, iyi bahşiş verilir. Toplanan para hafta veya ay sonunda bölüşüldüğü için, çoğalan miktardan mutfakta ve diğer bölümlerde çalışanlar da yararlanır.

Niksar'a bravo!
Tokat Niksar Belediyesi
, hizmet personelinin müşterilere nasıl davranması gerektiğini, 40 maddede özetleyen bir liste hazırlamış. Listenin yer aldığı tablo, garson çalıştıran tüm mekanlara dağıtılmış.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre listede şu tip maddeler yer alıyor: "Müşterilerin sohbetini bölmeyin... Bahşiş alacağım diye aşırı şirinlik yapmayın... Yemekleri robot gibi bir solukta saymayın, lokanta keyif yeridir, ezber yarışması değil... Müşteriye asla dokunmayın... 'Dönerimiz bitiyor, sipariş verecekseniz acele edin' filan demeyin..."
Çok yerinde öneriler... Keşke İstanbul'daki ve özellikle turistik bölgelerdeki belediyeler de, Niksar'daki uygulamayı yapsa. Belki sevimsiz garsonlar yanlış tutumlarını değiştirir. (Not: Niksar Belediyesi bu ilkeleri internet sitesine de koysun.)

Görgüsüz müşteriler

Sadece bazı garsonları eleştirmek doğru değil elbette: Onlar yanlış da, müşteriler çok mu iyi sanki? Yüksek sesle emir yağdırmalar, anlamsız sorular, olmadık kaprisler...
Geçen gün Bağdat Caddesi'ndeki bir kafe restorandayız... Gide gele ahbap olduğumuz garson hanım yakındı: "Büyük mü istersiniz, küçük mü; diyorum... Kız soruyor: 'Ne fark vaaar?"
Neticede lokanta-kafe adabı bilmeyen kötü garsonla, kötü müşteri, aynı görgüsüzlüğün ürünü... Farkları kazançları. Garsonlar için liste hazırlıyoruz; peki ya müşteriler için ne yapacağız?
Not: Bendeki Orhan Boran'a önümüzdeki günlerde değineceğim. Allah rahmet eylesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA