Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Saraylı çocuklar niye gülmezdi?

Suna ve İnan Kıraç Vakfı bünyesindeki Pera Müzesi'nde hoş etkinlikler oluyor. Bunun bir örneğini geçen çarşamba akşamı yaşadık...
Tepebaşı'ndaki küçük müzede şu sıralar Altın Çocuklar adlı bir sergi var. Sergide 16'dan 19'uncu yüzyıla çocuk portreleri yer alıyor. Tabii halk çocukları değil bunlar, hanedandan ve yüksek aristokrasiden...
Müzedeki hoşluk ise resimlerin, Topkapı Müzesi'nin eski müdürü, tarih profesörü İlber Ortaylı'nın rehberliğinde gezilmesiydi.
Gezi grubunda Rus, Alman, Hollandalı meraklılar da olduğu için, İlber Hoca hanedanların öyküsünü İngilizce anlattı. ("İsterseniz Rusça anlatayım" demeyi de unutmadan!)
Ortaylı resim uzmanı değil. Bizlere daha çok saray kültüründen söz etti. (Dedikodu tadındaki kimi tatlı bilgileri de araya sıkıştırarak...)

Eskiden çocuk yoktu
Sergi beni üniversite yıllarıma götürdü. O dönemde merakla okuduğumuz sosyal bilimcilerden biri de Fransız gündelik hayat tarihçisi Philippe Aries idi.
Aries'in bilhassa Çocukluk Yüzyılları adlı kitabı aklımızı çelmişti. Çok iddialı bir tespit yapıyordu Aries: "Ortaçağda çocuk fikri yoktu..."
Elbette çocuklar vardı ve seviliyorlardı. Ama "ayrı bir insan kategorisi" olarak değil, "yetişkinin küçüğü" olarak düşünülüyordu.
Tezini ispatlamak için Ortaçağ resimlerine dikkatimizi çekiyordu Aries: En yetenekli ressamlar bile, örneğin Çocuk İsa'yı büyük adam suratıyla çizmişti. Sadece sakal ve bıyığı eksikti.
Aries'in bu kitabı bilhassa Anglosakson tarihçilerden çok eleştiri aldı. Ama yine de kendi alanında bir mihenk taşı haline geldi.

Saraydaki aşırı disiplin
Altın Çocuklar
sergisini gezerken Aries'i sıkça düşündüm. Çünkü çocuğu bir yetişkin gibi resmetme, onun söylediğinden çok daha geç tarihlere kadar devam etmişti.
Belki de bunda, Avrupa saraylarındaki, "gülmeme, sırıtmama, kahkaha atmama; hep ciddi ve vakur durma" kültürünün büyük etkisi vardır.
Osmanlı da farklı değildi elbette. İlber Hoca, nisan ayında vefat eden Neslişah Sultan'ı örnek verdi. İmparatorluk çokta çökmüştü ama son halife Abdülmecit'in torunu Neslişah Sultan, bir konser boyunca, başını hiç kımıldatmadan oturuyordu.
6 Ocak'a kadar sürecek sergiyi gezerseniz, bazı saraylı çocukların, adeta korku filmi karakteri gibi resmedilmiş olduğunu göreceksiniz.
Nedeni elbette ressamların hınzırlığı değil: Aslı şen şakrak olan çocukların, sarayın aşırı disiplinine uygun biçimde resmedilme zorunluluğu. (Ayrıca güleni resmetmek de kolay değildir elbette.)
Not: Altın Çocuklar koleksiyonunun buruk bir öyküsü var. Yannick Vu ile Ben Jakober, 19 yaşındaki kızlarını 1970 yılındaki trafik kazasında kaybettikten sonra bu resimleri toplamaya başlamış. 160 tabloya ulaşmış durumdalar.
Olayın bir başka ilginç yanı, Mayorka adasında yaşayan Jakober çiftinin çağdaş sanatçı olması. Jakoberlerin eserleri de, Flash-Back adıyla şu anda Pera Müzesi'nde sergileniyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA