Ben gündemden düştü sanıyordum ama sandık tartışması bitmiyor. "Sandık eşittir demokrasi" yanlışı devam ediyor.
Niye yanlış olduğunu bir kere daha anlatacağım. Ama önce bir olayı hatırlatmama izin verin:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül nisan ayı başında Baltık ülkelerini ziyaret etmişti...
İlk durak olan Letonya'nın başkenti Riga'ya varıldığında Cumhurbaşkanı bir basın toplantısı yaptı.
Anayasa ve Kürt-
PKK Sorunları, Cumhurbaşkanı'nın önem verdiği konulardı.
Sürekli okurlarımız hatırlayacaktır, o basın toplantısını anlattığım yazıya, "Gül: Sen illa da Türksün, demek yanlıştır" başlığını koymuştum. (3 Nisan) Cumhurbaşkanı Kürt meselesi hakkında önemli saptamalar yaptıktan sonra, sorunun çözümü bağlamında referandumdan söz etti. "Referandum" kavramını duyar duymaz sordum: "Referanduma bel bağlamak yanlış değil mi? Türk çoğunluk, Kürt azınlığın haklarını almasına karşı çıkarsa ne olacak?"
Cumhurbaşkanı Gül bu itiraza hak verdi ve şöyle dedi: "Halkı referanduma hazırlamak gerekir.
Eğer siyasiler halkı hazırlamazsa, sonuç 'çoğunluğun tahakkümü' olur."
Yani sandık (burada referandum), tahakküme de yol açabilirdi! Böyle olmaması için tedbirler alınmalıydı.

Hızlandırılmış kurs başlıyor
Eğer sandık... Yani çok partili genel seçimler, Türkiye'de demokrasinin varlığı için yeterli olsaydı... Ne Kürt sorunumuz olurdu, ne de Alevi sorunumuz...
Vatandaşlar uzun süredir sandığa gidiyor...
Defalarca tek partili hükümet kuruldu...
Ama bunların hiçbiri Kürt ve Alevi sorunlarını çözemedi.
Çok partili seçimler, demokrasi getirmedi.
Eğer getirseydi, bu büyük iki sorun, çözülmemiş olarak kalmazdı.
Demek ki neymiş: Demokrasiyi demokrasi yapan, sandık değilmiş.
Çünkü demokrasi... Haklarla, özgürlüklerle, eşitlikle ilgili bir meseledir:
Azınlıkta kalanların haklarının, kayıtsız şartsız tanınmasıdır... Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü fikridir... İnsan Haklarıdır... Şiddeti ve tahakkümü (örneğin ırkçılığı) savunmayan her türlü düşüncenin serbestçe ifade edilmesi; parti, dernek, vakıf, STK aracılığıyla örgütlenmesidir... (Vs, vs.) Demokrasi işte budur... Bu anlayış, ne askeri vesayeti ve darbeleri kabul eder...
Ne de, 'sandık eşittir demokrasi' uydurmasını...
Sandığın yeri, 'd-e-m-o-k-r-a-s-i' kelimesindeki "s" harfi kadardır. Geride 8 harf daha var!