Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

1 Mayıs taktikleri

Türkiye' de uysa da, uymasa da tekrarlanan klişe bir lakırdı vardır: Efendim bürokrasi yeniliklere kapalıymış. Sosyal miyopmuş, ileriyi düşünerek hareket etmezmiş. Döne döne hep aynı uygulamaları yaparmış.
Bunu iddia edenlerin yanıldığını, dünkü 1 Mayıs olayları esnasında apaçık gördük. Hayır, elbette biber gazından söz etmiyorum. O artık kanıksandı.
Eylemcinin 'survival kit'inde; gaz maskesi, su ve limon standart malzeme...
Hemen göze çarpan yeniliklerden biri... Bazı sokak ve meydanlara girilmesini engellemek için, iki buçuk metre yüksekliğinde çelik bariyerler dizilmesiydi. Sıfır kilometre bir yenilikti bu...
Bir arkadaş, Filistinlileri engellemek için inşa edilen beton duvardan ilham alınmış olabileceğini söyledi. Halbuki oralara kadar gitmeye ne gerek var? Geçen gün haberi çıktı: Bizimkiler benzeri bir duvarı Hatay'ın Suriye sınırına dikiyorlar.
Kentte ise kurması- kaldırması pratik olsun diye çelik levhalar tercih edilmiş. Konstrüksiyonun kapısı ve gözetleme delikleri de var. Biraz hapishaneyi andırmıyor değil ama bu da kolayca giderilebilecek bir sorun. Çelik levhalar seneye lacivert yerine pembeye boyanabilir mesela.
Bana asıl parmak ısırtan ise yine ilk kez uygulanan hava sahası yasağı oldu. Diğerlerini bilemem ama en azından güvenlik bürokrasisi yenilikçi olduğunu kanıtladı.
Acaba o konuda nereden esinlendiler? Kemalist bir arkadaş, "İstikbal göklerdedir" sözünden olduğunu iddia etti. O lafın Atatürk'e ait olmadığını anlatmak için göbeğim çatladı.
"Sokakları, caddeleri kapadık ama ya havadan inerlerse" diyerek uçuşları da yasaklamışlar. Olur a, DİSK helikopter kiralamıştır, alana paraşütle konacaktır veya büyük bir pankartı planörle kentin üstünde uçuracaktır.
Dedim ya, bürokrasi öngörü sahibi, göstericiler ise "Back to the Future" modunda.

"1-2-3 tıp"
Velhasıl 1 Mayıs çekişmesinde devletin taktiklerinin, göstericilerden ileride olduğu aşikârdı... Bence Yeni Türkiye tabirine yakışacak türde, taze taktikler geliştirmeleri gerekir.
"Ne yapmalılar" diye sorarsanız... Ben ne siyasetçiyim, ne de aktivist... O yüzden yapılması gerekeni bilemem.
Ama şu kadarını söyleyeyim: Mesela şu iskelelerin kapatılmasına, otobüslerin çalıştırılmamasına, köprülerin engellenmesine baştan beri çok bozuluyorum.
Herkes gösterici değil ki... İşine gelen, evine giden, havaalanına koşturanlarla dolu, 13 milyonluk koca kentte yaşıyoruz. Sanırım amaç sadece yürüyüşleri engellemek değil, öteki vatandaşları da göstericilere gıcık etmek...
O bakımdan göstericilere bir önerim var: Önümüzdeki yıl 1 Mayıs öncesinde, "şunu yapacağız, bunu yapacağız" diye yeri göğü inlettikten sonra... Hiçbir şey ama gerçekten hiçbir şey yapmasınlar.
Böyle bir durumda...İstanbul'a yığdıkları on binlerce ekstra polise ilave olarak, ulaşımı da herkese kısıtlayan bürokratların hüzünlenme ihtimali doğabilir.
Benimki de böyle bir fantezi işte...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA