AHMET ÖRS

AHMET ÖRS

28 Şubat 2013, Perşembe

Öksürme ve aksırma adabı

Ben kendi adıma, batıl inançlarım olmadığı halde, aksırdığımda bana “Çok yaşa!” denmesinden rahatsızlık duymuyor, tersine hoşlanıyorum. Kimsenin de rahatsız olacağını sanmıyorum.

Görgü konularına olan ilgimi bilenler bazen beklenmedik sorular sorarlar. Bir dostum, aksıran birine o dilde "Çok yaşa!" karşılığı dilekte bulunmanın uluslararası görgü kurallarınca yakışıksız sayıldığını duymuş. Geçende bu konuda ne düşündüğümü sordu.

Gerçekten son yıllarda çıkan görgü kitaplarını karıştırdığımda, kimi dillerde "Sağlıkla!" olarak da ifade edilen "Çok yaşa!" dileğinin hoş karşılanmadığını, hatta son zamanlarda böyle bir dilekte bulunulmamasının daha doğru olacağı yolunda fetvalar verildiğini ben de fark ettim.
Görgü kaynaklarına göre, aksıran birine "Çok yaşa!" ya da "Sağlıklı yaşa!" demenin iki tarihsel nedeni var. Birincisi, birçok toplum şeytanın elinde dev bir insan listesi olduğuna inanıyor. Bu inanca göre, şeytan ne zaman bu listeden birinin adını söylese, o kişi aksırırmış. "Çok yaşa!" demekle, aksıran kişinin şeytandan korunacağı düşünülürmüş.

İkinci neden ise veba salgınları dönemine geri gidiyor. Kaynaklara bakılırsa, bu korkunç hastalığın ilk belirtileri aksırmakmış. Eski dönemlerde, aksırır aksırmaz herkes "Çok yaşa!" dileğinde bulunmazsa, o kişinin hastalıktan kurtulamayacağı inancı yaygınmış.
Günümüzde şeytanın şerrine inananların eski çağlara kıyasla çok azaldığını sanıyorum; çok şükür veba salgınları da tarihe karıştı. Ama tanısak tanımasak, aksıran birine "Çok yaşa!" demek geleneklerimiz arasına girmiş bir kere. Sanırım görgü kitaplarının bunu hoş karşılamamasını göz ardı edebiliriz. Ben kendi adıma, batıl inançlarım olmadığı halde, aksırdığımda bana "Çok yaşa!" denmesinden rahatsızlık duymuyor, tersine hoşlanıyorum. Kimsenin de rahatsız olacağını sanmıyorum.

Öksürmek ve toplu taşıma


Bir başka soru da mevsimsel hastalıklardan öksürük ile ilgili. Arkadaşım, metroda yanında oturan kişi öksürmeye başladığında karşısında oturan kadının kalkıp vagonun başka bir yerine gittiğini anlattı ve öksürüğü olanların toplu taşıt araçlarında nasıl davranması gerektiğini sordu.
Hiç birimiz makine değiliz, insanız; dolayısıyla hastalanabiliriz. Aslında hastaysak kendimizi ve başkalarını mikrop ya da virüslerden korumak için evde kalmamız kuşkusuz en doğru davranış olur. Ama hastalıklar insanlar için olduğuna göre, toplu taşıt araçlarına binen kişilerin, çevrelerinde hasta kişilerin bulunabileceğini de varsaymaları gerekir.

Japonya'da çoğu kişi ortalıkta ağız ve burunlarını kapatan gazlı bezden maskelerle dolaşıyor. Bunun amacı kendilerini korumak olduğu kadar etraflarındakilere de hastalık mikroplarını yaymamak. Ne yazık ki ülkemizde, kemoterapi tedavisi gördüğü için özel olarak korunması gerekenler dışında böyle dolaşanlara bizler alaylı bir tebessümle bakıyoruz. Çok da yanlış yapıyoruz. Gerek bu tür maskeleri ve el dezenfektanlarını kullanmak, gerekse olabildiğince el sıkışmamak ve Türk usulü şapır şupur kucaklaşmamak nezaket kuralının ötesinde insanlık görevi. İşin özeti, insanların kimseyi güldürmeden maskeyle dolaşabilecekleri günler gelinceye dek, metroda karşısında oturup yüzüne doğru aksırıp öksüren birinden korunmak için insanların yer değiştirmeleri doğal karşılanmalı.

SON DAKİKA