Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Kerasunda

Size kalorifer tamircisi Dimitri'yi anlatmış mıydım? Ne zamanın bir işleri, yirmi beş yıl öncesinin bir işleri...
Kos adasındayız, İstanköy'de, en iyi ahbaplarım bunlar, bir de pansiyoncu Aleksi... (Şimdi oğlu Afenduli büyümüş koca adam olmuş da yeni yaptırdıkları otelin başına geçmiş, otele de oğlanın adını koymuşlar, yolunuz düşerse babasına benden selam söyleyiniz.)
Beş dakikada kaynaşmış, arkadaş olmuştuk, Aleksi, kalorifer tamircisi Dimitri, bir de polis memuru Yani...
Baktım, Dimitri'nin burnu kanca gibi!
"Nerelisin?" dedim, "Kerasunda" dedi.
Önce Yunanistan'da bir yer sandım, sonra kafama dank etti: Dimitri, Giresunluydu!
Sonra aldı beni bunların kahvesine götürdü.
İçeride kanca burunlu birtakım adamlar bağıra çağıra okey oynuyorlar, şakır şakır tesbih çekiyorlar, televizyon dibine kadar açık, masada yeşil çuha, alüminyum dandik kültablaları, üzerinde izmarit yanıkları...
Tek fark şu: Rumca konuşuluyor ve kapıda da "Kafenion tou Pontou" yazıyor.
Pontuslular...
Bizde "Pontuslu" kelimesi hakaret amacıyla kullanılır.
Sanki bu insanlar Karadeniz kıyılarının insanları değildirler de, biryerlerden gelip oraları ele geçirmeye çalışmışlardır...
Yedi göbek, ne yedisi, beş yüz yirmi yedi göbek İzmirli Rumlar gibi...
İmparatorluk batınca herkes bir devlet kurmuş, Kürtler ve bunlar ezilmişlerdir.
Dün bir yazı, daha doğrusu, bir haber okudum. Şöyle diyordu:
"Eurovision Şarkı Yarışması'nda Yunanistan'ın seçtiği şarkı, Karadenizliler'in tepkisine neden oldu. İki yıl önce de bunu yapmış olan Yunanistan, seçtiği şarkıda gene kemençe kullanmaktan çekinmedi.
Bu duruma büyük tepki gösteren Karadeniz halkı, kendi kültürümüzü koruma görevini yerine getiremediğimizi ve bu yüzden bu durumları yaşadığımızı belirterek Türkiye'nin suçlu olduğunu iddia etti."
Doğru vallahi, yalnız kemençeyi ve bağlamayı araklamakla yetinmiyorlar, başta köfte, dolma, cacık ve çoban salatası olmak üzere rakıyı da, baklavayı da, lokumu da, kadayıfı da, döneri de, şişi de, böreği de araklıyorlar (!)
Herhalde Karadenizli vatandaşların "asil infiali" de acar gazeteciler tarafından yüzlerce kişiyle konuşularak, belki bir anket düzenlenerek ölçülmüş olmalı...
Aman dikkat! Böylece belki "gitar adı verilen İspanyol çalgısını kullandığımız için" Endülüs halkı da bize tepki gösterebilir. Ya Almanlar ve Belçikalılar patates kızartmasının hesabını sormaya kalkarlarsa?... Dua edin de, makarna yediğimiz için de Sicilyalılar tabancayı kapıp gelmesinler... İtalyan kültürünü koruyamıyorlar çünkü. Suçlular.
Kafa bu bizde, düzey bu.
Ümit Kıvanç'ın dediği gibi, "Karadeniz halkı gibi bir kavram azıcık kurcalanırsa olabileceklerin sorumluluğunu almaya" bizim de niyetimiz yok. En fazla, dalgamızı geçeriz:
Üzülmeyin canım, intikam alırsınız! Ogün Samast hapisten çıkınca eline bir silah verir, kalorifer tamircisi Dimitri'nin üzerine salarsınız!
Unutuyordum, o akşam Aleksi, Dimitri ve Yani beni aldılar, Giritliler'in meyhanesine uzo içmeye götürdüler.
Meyhanede kemençe çalınıyordu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA