Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Öğreneceksin yavrum

Taa Varşova'dan taksi tutup üç saat sonra Auschwitz toplama kampına, daha doğrusu asıl kampa üç kilometre uzakta ve birçok turistin bilmediği için es geçtiği Birkenau kampına ulaştığımda, ilkönce "nizamiyenin" üstündeki kuleye çıkmıştım.
Hani şu filmlerde gördüğünüz, altındaki oyuktan tren geçen, ürkütücü büyük kapı...
Amerikalı olduklarını tahmin ettiğim bir kızla bir oğlan içeride yiyişiyorlardı.
Daha sonra barakaların içinde de gördüm böylelerini. Asıl kampın gaz odasında biz duvarlardaki tırnak izlerini gözlerimiz faltaşı gibi açılmış seyrederken sarmaş dolaş gezinen çiftler de vardı.
Çok kızdım tabii. Aslında iki zıt yorum yapmak da mümkündü. Bir: Bulundukları yerin "mana ve ehemmiyetini" bilmeyen cahil ve saygısız çocuklar... İki: Ne güzel, ölümün kol gezdiği yerde şimdi aşk galebe çalmış.
Meşrebinize göre seçiniz.
Ama elini kaldırıp Nazi selamı veren densiz görmedik. "Dazlaklar" bile buna kolay kolay cesaret edemezler, hem sopa yerler hem de kendilerini kodeste bulurlar çünkü. Polonya kanunlarına göre böyle haltlar yemeye kalkanlar üç yıla kadar yatıyorlarmış.
Lakin bizim oğlanlar yapmışlar. Mehmet ile Mesut...
Lublin'den kalkıp Maydanek kampını gezmeye gitmişler, "hoşluk olsun diye" ellerini kaldırıp resim çektirmişler, bu yetmiyormuş gibi bir de "Heil Hitler" çekmişler...
Kampı gezmekte olan İsrailli bir grup öğrenci de varmış ortalıkta, bunları ihbar etmişler tabii, hemen gözaltı...
O İsrailli gençler ellerinde Hazret-i Davut yıldızlı bayraklarla gezerler ve dedelerinin, ninelerinin ruhlarına mum yakarlar, taş koyarlar... Bu kamplarda aynı zamanda ibadet edilir.
Bizim oğlanlar "gırgır olsun diye yaptık, yasak olduğunu bilmiyorduk" diyorlar.
Münih'te de bir Türk işçisi, aklı sıra şirinlik yapmak için Almanlar'a Heil Hitler demişti de kendini kodeste bulmuştu...
Bileceksin. Hadi o gurbetçimiz ilkokul mezunu cahil bir kızcağızdı, sen "Erasmus değişim projesine" yani talebe mübadelesi programına yazılıp Lublin Üniversitesi'ne gitmiş adamsın, bileceksin.
Ya da üniversite öğrencisi olduğundan utanacaksın.
1944 yılında Lublin'de komünistlerin kurduğu "Moskova yanlısı" kukla hükümetle Londra'ya sığınmış asıl liberal Polonya hükümeti arasındaki farkları ve çekişmeyi bilmeni beklemiyoruz. Onu senin hocan olacak herif de bilmeyebilir.
Ama en azından bu tür zırtapozlukların oralarda kesinlikle yasak ve ciddi suç olduğunu bileceksin.
Eloğlu şehir parkının ortasında başbakanına küfür de ettirmiyor, istersen onu da bir dene de gör. Git Lublin'in Zamkowy Meydanı'nda Polonya başbakanı Tusk'un eşi Bayan Malgorzata'ya küfür et, bakalım neler olacak? Daha geçenlerde Berlin'de uluorta bıçak çeken bir serseriyi Alman polisi takır takır vurdu öldürdü.
Mehmet ile Mesut şimdi çok korkuyorlarmış... Beklesinler, Taksim ayaklanmacılarına gaz veren şerefsizler Polonya hükümetine baskı yapıp belki onları kurtarırlar, "sapanlı teyzeyi" temize çıkarmaya çalıştıkları gibi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA