Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Mars'ta koloni falan kurulamaz

Bu "bilimkurgu" denilen meretin en pis tarafı, kısa sürede "kadük" olması ve gülünç duruma düşmesidir. 1997 yılında Manhattan'ın yüksek duvarlarla çevrilip bir "ceza sömürgesine" dönüştüğünü anlatan filmi de, 2010 yılında uzaylılarla "kontak" kurulduğunu anlatan filmi de artık kimse para verip almaz.
Onun için, akıllı senarist ve yönetmenler eserlerine şöyle 2047, 2165 falan gibi tarihler atarlar ki, makaraya sarılacakları zaman hayatta olmasınlar...
Ünlü Zecharia Sitchin bile Marduk'un geliş tarihini önce 2012 olarak vermiş, sonra aklını başına toplayıp "2100 dolayları" yapmıştı. Öldü gitti, kimse hesap soramıyor.
Birkaç gündür Mars'ta su bulunduğu söylenip duruyor, hızını alamayıp oraya yerleşmeye kalkanlar bile görüldü. Sonra, bulunan dip suyunun "aşırı tuzlu" çıktığı ve hayat oluşmasına pek de uygun sayılamayacağı belirtildi.
NASA, Amerikan devlet bütçesinden aldığı büyük payı daha da arttırabilmek için durur durur ortaya böyle kıtırlar atar! Orgeneral İlker Başbuğ'un "biz bugüne kadar PKK'yı altı kere bitirdik" demesi gibi, altı ayda bir Mars'ta su bulur.
Uyanıklar da para kazanırlar. Parayı nereye koyacağını bilemeyen enayi zenginleri silkelerler: Şimdiden bastır üç yüz bin doları, günün birinde beni de Mars'a götürecekler diye umutla bekle...
Saf ve temiz Anadolu çocuklarını da alır bir tasa: Mars suyuyla abdest almak caiz midir? Mars'ta kıbleyi nasıl bulacağız?
Giderlerse de yanlarında Müslüman götürmezler evladım, boşuna dert etmeyin.
Mars'ta koloni kurulması da uzun zamandır gündemdedir. Koloni beklentisi önce Ay'la başlamış, sonra ibre Mars'a çevirilmiştir.
Mars'ta atmosfer yoktur. Ya devasa çadırlar kuracaklarmış (Cem Yılmaz'ın "atıkkent"i gibi, içinde Bob Marley Faruk da olacak mı?), ya da tuzlu suyu damıtıp kaynatacaklar, bunun buharıyla atmosfer oluşturacaklarmış.
"Graviteyi" düşünen yok. Ona "yerçekimi" diyemeyiz ya artık, Mars çekimi. Gezegen daha küçük olduğu için çekim de düşük.
Bir kere, Mars'a üç yılda gidilebiliyor (henüz giden canlı da olmadı), gidiş dönüş altı yıl sürüyor. O da her aklına estiği zaman değil ha, gezegenin dünyaya en yakın olduğu "pencereyi" kollayacaksın.
Giden kolay kolay geri gelemez. Ancak dünyayı bir daha görmemeyi göze almış son derece gözü pek "desperadoslar" bu işe kalkışabilirler.
Üstelik, minicik bir uzay kabinine zor sığan üç kişi de değil, yanlarında koloni kurmaya "malzeme" de götürecek birkaç yüz kişi, belki yüz uzay gemisi, trilyonlarca dolar da masraf tabii...
Oraya yerleşen dünyalı, bedenini ve bünyesini de oraya uydurmak zorunda kalacaktır. Burada seksen kilo çeken orada otuz kilo çekecektir (zayıflamaya çalışan bayanlar için bulunmaz fırsat!)
Yeni doğacak çocuklar da artık dünyalı değil, "dünya kökenli Marslılar" olarak yeni bir ırk oluşturacaklardır.
Bütün bunlar da belki 23. yüzyılın, belki 25. yüzyılın meselesidir. Daha acil ve daha gerçekçi konulara dönelim. Mars da, muhalif basının tırsıp "ben artık politika yazmıyorum" diyen çiçekçi ve böcekçilerine kalsın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA