Son beş yıldır, Türkiye'de yılda 1 milyondan fazla konut satılıyor. Geçen yılın bilançosu 1 milyon 409 bin...
Ucuzu da var pahalısı da. Türk milleti harıl harıl ev alıyor!
Çünkü daha iyi yaşama olanağına hızla kavuşuyor.
Kimsenin umurunda değil yani "bize çok acı verecek büyük bir altüst oluş" tehdidi...
Uzmanlar "konut maliyetlerindeki artış yukarı yönlü hareket etse de talep daha da yükselecek" diyorlar. (Şuna insan gibi "artsa da" diyemezler, ille lafın fiyakalısı söylenecek!) Ortalama maliyet yüzde 19 ama fiyat yüzde 11 artmış geçen sene.
Demek ki ev almak çok cazip ve öyle de gidecek. Üstelik bankalar konut kredisi vermeyi "yavaşlattılar".
Nitekim ortalık "kiralıktan" geçilmiyor çünkü çok kişi kendi evini aldığı için eskisi gibi kiracı bulunamıyor!
İnşaat, eskiden olduğu gibi şimdi de ekonominin "motoru"...
Birçok sektörü de besliyor: Ev yapılınca döşemeci de kazanıyor doğramacı da, camcı da kazanıyor boyacı da, kaloriferci de kazanıyor elektrikçi de.
Binalar yenileniyor, mahalleler yenileniyor, gecekondu gökdelene dönüşüyor, yalnız İstanbul'un değil bütün Anadolu'nun görüntüsü hızla "modernleşiyor"...
Bu büyük bir hamledir. Tarihimizde misli görülmemiştir. Belki, Sinan'ın beş yüz yıl önceki "İstanbul'u bir Bizans şehri olmaktan çıkarıp ona bir Türk ve Müslüman görüntüsü verme çabasıyla" mukayese edilebilir.
Ama muhalif iktisatçılar paranın "üretken olmayan" inşaat sektörüne değil, bankalara yönelmesini istiyorlar (ki hem bizim patronun bankası da sebeplensin, hem de halkın parası kredi şeklinde sermayeye yöneltilsin! Eh, IMF'den eskisi gibi para gelmeyince ve İstanbul sermayesi arasında bölüşülemeyince başka çare kalmıyor!) Bunu halkı korkutarak sağlamayı da denediler.
"Eski Marksist" ama yeni sermaye uşakları, "gayrımenkul balonu patlayacak" balonunu uçurdular.
Amerika'da "morgıç" balonu 2008 yılında patlamıştı ya, bizde de öyle olması gerekiyordu...
2013'ten beri bekliyorlar, bir türlü patlamıyor.
Neden mi 2013'ten beri?
Çünkü Gezi ayaklanması o yıl tezgâhlanmıştı.
Hem Erdoğan devrilecek, hem de İstanbul sermayesiyle boy ölçüşmeye "cüret eden" Anadolu sermayesi (Ali Ağaoğlu gibi adamlar) çökertilecekti...
Bu deyyuslar şimdilerde de "ordumuz Afrin'de Amerikan ordusuyla bir çatışmaya girse de bu da Erdoğan'ın sonunu getirse" diye beklerler.
Bir altüst olan varsa o da kendi hayatlarıdır.
"Adam yerine konulmayıp kodese tıkılmayan bazı kuyrukçularına" da, uykusuz geçirdikleri geceler yetecektir.
Hangi balonun patladığını gördüler.
***
Allah'ın sopası
"Bugün her zamankinden daha fazla Deniz Baykal'a ihtiyacımız var." Kemal Kılıçdaroğlu
Kalabalık kurultay
"3 Şubat'ta 80 milyonu Ankara'ya davet ediyorum." Muharrem İnce
