Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Skandaloğlu

CHP'nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nu hepiniz tanıyorsunuz: Kendisi, İlhan Ümit Kaftancıoğlu'nun gelinidir.
Yetmişli yılların terörüne kurban giden merhum İlhan Ümit Kaftancıoğlu'nun asıl adı Garip Tatar'dı.
Ne kadar güzel bir "sol yazar" ismi... Emekçi halkın dibi...
Hayır, adını değiştirmişti. Burjuva kokan, hatta aristokrat kokan bir isim uydurmuştu kendine.
Hani "Ulyanov'un adını Lenin, Çugaşvili'nin Stalin, Radomısliyski'nin Zinoviev, Rosenfeld'in Kamenev yapması gibi" diyeceğim ama o kadar ileri gitmeyelim.
Onlar yasa dışı Bolşevikler'di, kendilerini Çar'ın polisinden gizlemeleri gerekiyordu ve bunlar da "kod adları" olmuştu. İktidara gelince bir daha asıl isimlerine dönmediler, bu şekilde tanınmışlardı.
Onun için isterseniz "Karabulut'un Kılıçdaroğlu, Müdafa'nın İmamoğlu olması gibi" diyelim. (Yok, kendileri değil babaları değiştirmiş.)
Oysa bunlar "yasa içi" insanlar.
Niçin gerek duymuşlar?
Ben şimdi adımı Ebubekir Malkoçoğlu, ya da Abdülfettah Köroğlu, ya da Rükneddin Kiziroğlu yapsam hepiniz bir tarafınızla gülersiniz, değil mi?
Oysa bunlara gülmüyorsunuz.
Gülmemek bir yana, "doğal" karşılıyorsunuz.
Sahne hayatına atılmak isteyen Aleyna Sündüs Özkerestecioğlu'nun kendine "Alev Yakar" gibi bir isim uydurması da hiç tuhafınıza gitmez.

***
Nasıl bir "sınıf atlama" özlemidir bu?
Nasıl bir solculuktur, yerseniz...
Sosyaldemokrat geçinen bu insanlara parayı vurmak yetmiyor. Paranın yanında "statü" de gerekiyor demek ki.
Şimdilik parayla yetinenler de yok değil tabii. Bakınız Canan Hanım altı yardımcısını belediyede "işe koymuş"... İşe gitmeden alınan maaşlar ayda beş binle sekiz bin arasında değişiyormuş... "Gurur duyuyorum" dedi.
"İşsizliğe son vereceğiz" dedikleri bu muymuş meğer? Öyleyse, enflasyonla mücadelelerini de görelim.
Evet, bu "gayet devrimci" bir yaklaşımdır.
Solun "işe göre adam değil, adama göre iş" yaklaşımına uygundur.
Bu haltı Bolşevikler hep yediler, son olarak da Yunanistan'da sosyaldemokrat PASOK yönetimi yedi.
Avrupa Birliği'nden resmi rakamlarda tahrifat yaparak kopardıkları paraları kendi yandaşlarına bol keseden dağıttılar ve Yunan ekonomisini batırdılar.
Hastaneye kadrolu bahçıvan ataması yapıyorlardı oysa hastanenin bahçesi yoktu!
O bahçıvanın eline ayda bilmemkaç bin avro geçtiği gibi senede dört maaş da ikramiye alıyordu...
***
Bunlar da ellerine fırsat geçince yumuldular.
SHP döneminde de İstanbul arsalarını yağmalamışlardı.
Şimdilik belediye çapında çalışıyorlar. İktidara gelirlerse bunu ülke çapına yayacaklar.
O zaman, liberallerin ünlü "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" sloganını şöyle mi değiştirecekler:
"Bırakınız yesinler, bırakınız sınıf değiştirsinler!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA