Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Şakacı'dan çıkartılacak dersler

"Şakacı"yı gittiği her kanalda keyifle izliyorum. Çünkü adeta bir sosyal laboratuar...

ÇETİN Çiftçioğlu'nun yeni dönemde Star'a transfer olan programı "Şakacı"yı izlemek benim için adeta bir görev. Zira bu program Türk halkının zaaflarını, duyarlılık gösterdiği konuları ve de en önemlisi "tepki düzeyini" ölçen bir sosyal barometre gibi. Çiftçioğlu, hiçbir yabancı kanaldan esinlenmeden, tamamen kendi buluşu olan şakaları büyük bir ustalıkla hayata geçiriyor. Tam bir "halk adamı" olduğu için de, "halkın neyi yiyeceğini, neyi yemeyeceğini" gayet iyi biliyor. Şimdi kendi kendinize sorun bakalım: Dünyanın hangi ülkesinde bir taksi şoförü bagajına kurbanlık deve yüklemeye çalışan adama karşı, "Olmaz abi, trafik polisi görürse ceza yazar" der? Ya da hangi ülkenin vatandaşları vapura binerken, kaptanın "Bugün deniz trafiği yoğun. Bir süre dipten gideceğiz. Şu gözlük, şnorkel ve paletleri takın bakalım" ikazına uyup, takım elbisenin altına palet giyer? Peki ya şuna ne denir? Çetin Çiftçioğlu, tüylü bir yumağa, yine tüylü bir kuyruk eklemiş. Bir sandığın içine koymuş. Tahtaların aralığından, içerideki "mahluk" belli belirsiz görünüyor. Çiftçioğlu, sokaktaki bir adamın yanına yaklaşıyor. Diyor ki, "Kardeşim az önce trafik canavarını yakaladım. Bir el at da şunu polislere teslim edelim..." Adam, sandığın tahtalarının arasından trafik canavarına şöyle bir göz atıp, hemen ikna oluyor. O sırada yanlarına gelen işbirlikçi televizyon ekibine röportaj vermeyi de ihmal etmiyor: "Valla biz Avcılar'daki otobandaydık, (Çetin Çiftçioğlu'nu işaret ediyor) arkadaşla beraber. Bu trafik canavarı, arabaların arasından fırladı. Biz de yakalayıp, emniyete teslim edeceğiz şimdi..." Düşünsenize; trafik canavarını, kuyruklu, tüylü bir şey sanan, üstüne üstlük bir de "yakalama senaryosu yazan" vatandaşlarla nasıl "trafik kazaları şampiyonu" olmayız ki? Bir tanesini de Çetin Çiftçioğlu, sohbetimiz sırasında anlattı. Ama bu gerçek bir hikaye: Bizim "Şakacı", muayene için hastanenin içinde bekliyor. Bir hasta gelip, yanındaki doktora "İdrar tahlili için ne yapacağız?" diye soruyor. Doktor, vezneyi işaret edip, "Oraya para yatıracaksınız" diyor. Hasta, iki dakika sonra yeniden gelip, soruyor: "İdrar tahlili 30 milyon liraymış. İdrar bizden olsa olmaz mı?" Çetin Çiftçioğlu, Türkiye'de yaşadığına dua etmeli. Yoksa işsiz kalırdı!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA