Sonunda Yiğit Bulut da anladı!
Yobazlığın sağı solu yok.
Çoğu zaman irticacı kadar yobaz laik de; çoğu zaman gelenekçi kadar yobaz yenilikçi de!
Kendini bilimden yana görenin yobazlığı bazen en hurafeciden bile daha sert, daha kuru, daha insafsız!
Yobazın milliyetçisi, enternasyonalisti; liberali, muhafazakârı, sosyalisti, Kemalisti yok!
Hepsi bir anda ve nasıl da kolayca yobazlığa dönüşebiliyor!
Hepsi çevresini dikenli tellerle örüyor, hepsi dışlayıcı, hatta yok edici.
Ve ne yazık ki, hiçbir teori, hiçbir inanç yobazlığa karşı doğal bağışıklık sağlamıyor.
***
Yiğit Bulut!
Bir bakmışsınız, Barzani'yi kulağından yakaladığı gibi Türkiye'ye getirmeye kalkan...
Bir bakmışsınız, IMF'nin kapatılmasını isteyen...
Ama her sabah televizyonda en şık haliyle ulusal ve uluslararası para piyasalarını yorumlayıp tüyolar vermeyi ihmal etmeyen ekonomi uzmanı...
Yiğit Bulut!
Birbirine muhalif gibi görünen ve çok tartışmalı tezleri doğruluklarına inandığı için içtenlikle ve asla geri adım atmadan savunan köşe yazarı...
Geçen hafta gazetesi
Vatan'da üç yazı yazdı Bulut.
Darwinci Evrim Teorisi'ne ve evrime inananlara da inanmadığını dile getirdi.
Vay sen misin bunu yapan!
***
O güne kadar Yiğit Bulut'un her dediğine yobazca inananlar, şimdi
sırf Yiğit Bulut evrime inanmadığı için, ona inanmamaya başladılar.
Bir anda
kendini aydın sanan kara cehaletin, nerede pozisyon alırsa alsın mutlaka yobazca pozisyon alan siyasal hoyratlığın saldırısı başladı.
Geçen günkü yazısında şaşkınlıklar içindeydi Bulut! (
Bkz. Vatan.03/06/09) Okumuş yazmış okur kitlesinden gelen tepkiler karşısında şaşkınlıktan küçük dilini yutmuştu belli ki!
Onu "
milliyetçi" olarak tanıyıp benimseyen okurları "
milliyetçi çizgide biri okyanus ötesinde icat edilen Darwin karşıtı çizgiyle nasıl buluşur" diye soruyordu. Bu düzeyde saçmalamaya kadar gidebiliyordu işte insanlar!
Çoğunluk ise Einstein'ın "
itici güç" kavramını kullandığı için onu "
mürteci" ilan etmişti bile!
***
Nedir yobazlık? Nedir bağnazlık?
Bir zamanlar
Ahmet İnam çok güzel tanımlamıştı:"
Yobazlar dünyayı boydan boya ikiye ayırırlar. Bizimkiler ve onlar..."
Bir de
...
En büyük yanılgımız okumanın, öğrenmenin yobazlığa engel olduğunu sanmak,
yobazların cahiller olduğunu sanmamızdır.
Okur yobazlar, bol bol yazan yobazlar vardır.
Ama sürekli kendilerini haklı kılmak için okur, yazar yobazlar.
Bir de...
Bana sorarsanız...
Vazgeçtim gündüzlerinden...
Gece kafayı yastığa koyunca hemen uyumayıp kendilerine "nereden geldik, nereye gidiyoruz?" diye sorsalar...
Biraz kuşkulanıp sorgulasalar bildiklerini, öğrendiklerini, fikirlerini...
Düşünce ve inanç tembelliklerini biraz olsun terk etmeyi göze alsalar...
Belki o zaman yavaş yavaş kalkmaya başlar yobazlığın karanlık örtüsü!