Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Y Kuşağı gevezelikleri ve gerçekler!

Y Kuşağı üzerine atıp tutmak kolay.
Fakat işe en başından, adından başlamak gerek.
"Y" dedikleri "Why"dan geliyor.
Hani Türkçeleştirirsek, bu sınıflandırmaya göre 80 ve sonrası doğumlular "Niçin?" diye soran insanlardan oluşuyor.
Bütün farklı yanlarına rağmen onları ortak kılan özelliklerinin bu olduğu iddia ediliyor.
Bu noktada belirtmek gerek: Y Kuşağı kavramı reklamcıların projeksiyonu olarak ortaya çıktı. (Bkz. 1990'larda Ad Age ve benzeri yayın organları.)
Pazarlamacılar pek sevdi ve üzerinde çalıştı. Ciddi toplumbilimciler ise bu sınıflandırmaya beklenen önemi vermediler. Tabii sadece adına bakmak bile, neden böyle olduğunu anlamaya yeter!

***

Malum, "Beyaz Türkler" bir buçuk ay önceki ayaklanma denemelerine sosyolojik bir zemin arıyorlar.
Bazıları gençliğin gelip geçici bir aşama olduğunu unutup acaba "Y Kuşağı"ndan bir iş çıkar mı, diye düşünüyor.
O yüzden de birtakım uzmanlar bulunup konuşturuluyor: "Y Kuşağı sorgulayıcıdır, körü körüne itaat etmez, seçicidir, samimidir..."
Şaka gibi!
Ya kendi çocuklarına dahi bakmıyorlar ya da "seçicilik" , "sorgulayıcılık" nedir, bilmiyorlar.
Mesela bir uzman onları şöyle özetleyebileceğini söylüyor: "Saçmalık dedektörü gibiler. Kafasına uymayan saçmalık gördüklerinde dayanamıyor, kaynıyorlar." (Hürriyet, 9 Haziran.)
***

Şimdi gel de sorma... Kulüp Başkanı'nı bir melek, profesyonel futbolcuyu "formasına âşık" sanacak kadar taraftarlık aidiyetiyle büyülenen 20 yaş gençleri mi saçmalık dedektörü?
Uluslararası İlişkiler veya Kamu Yönetimi Yüksek Lisans tezlerinde hâlâ ilköğrenim Yurttaşlık Bilgisi kalıplarını kullanan, Facebook profiline "şunu şunu sevmeyen ölsün!" diye yazmayı marifet sanan 20 yaş gençleri mi sorgulayıcı ve itaatten uzak?
Trendlerden milim sapmamak; kendi zevklerini ve tercihlerini akranlarınınkiyle kıyaslamaktan bitkin düşmek mi "seçici" olmak?
Gidin işinize Allah aşkına!
Çocukları da böyle aldatıp sırtlarını sıvazlamayın!
***

Kulak verirler mi bilmem ama gençlere de bir çift lafım var...
"Saçma!" deyip, "Niçin?" diye sorup sadece itiraz etmek marifet değil!
Kanın kaynaması da fayda etmez.
Gezi'de gördük işte! Park'ta dile getirilen çetin ceviz sorular iki adım ötedeki Taksim'de klişe cevaplara teslim oluverdi.
X Kuşağının da, Y Kuşağının da, öteki kuşakların da çok şey öğrenmeye ihtiyacı var.
Bunun için de önce resmi ideolojinin zihinlerimizi hapsettiği zincirleri kırmak gerekiyor.
O zor yolu geçmeyi gözün yemiyorsa, her şey boş!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA