Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Doktor bu ne! İslamofobi mi?

Daha önce yazdım, söyledim, yeri geldiğinde altını çizdim ama şimdi biraz daha açayım. İslamofobi deyip duruyoruz ya...
Aslında yok artık öyle bir şey!
Bugün Batı'nın bazı ülkelerinde ve maalesef büyük şehirlerimizin bazı semtlerinde beslenip büyütülen canavar İslamofobi değildir.
Psikiyatri diliyle söyleyeyim:
Olay bir "ruh durumu bozukluğu"ndan çıkıp "psikoz"a doğru yol almaktadır.
İslamofobi kavramı makul ve mantıklı dayanaklardan yoksun bir korkuyu tanımlar.
Bu korku (phobia) nasıl dışa vurulur derseniz...
Temastan kaçınma, korkulan şeyin varlığından endişe duyma ve kimi zaman örtülü nefrete uzanan tepkilerle dışa vurulur.
Tıpkı zenofobi (yabancılardan korku ve nefret) ve benzerlerinde olduğu gibi.
İslamofobi demek zımnen
"Müslümanları tanımıyorlar da ondan, tanısalar severler!" demektir.

***

Bence bu teşhis artık geçerli değil.
İki açıdan...
Birincisi...
Modern Batı kendi saldırgan yüzünü "demokrasi misyonu" ve "evrensel değerler" kılıfı altında saklayarak İslam coğrafyasının üzerinden silindir gibi geçti; o da yetmedi, Müslümanları kültürel bakımdan çoraklaştırdı.
Sonunda bu toz toprak coğrafyasında El Kaide, IŞİD, Taliban gibi örgütler çıkmaya başlayınca...
Kırk yıllık İslamofobikler bıyık altından gülerek "bakın gördünüz mü, haklıymışız!" demeye başladılar.
Yani Batılıların "fobi"si giderek "hakiki bir korku"ya dönüşmeye başladı.
***

İkinci nokta daha önemli...
Özellikle Avrupa'nın kuzey ülkelerinde ve hatta Sovyet artığı yeni cumhuriyetlerde biraz kaldığınız zaman anlarsınız ki, fobi falan yok, açık İslam düşmanlığı hüküm sürüyor.
Müslümanlardan kaçınma ve uzak durma duygusu yerini açık nefrete bırakıyor.
Müslümanların gettolarında yaşamalarına bile tahammül edemiyorlar; onlardan uzak durmakla yetinmiyor, üzerlerine gidiyorlar.
Zaten PEGİDA gibi hareketler de bu yeni sosyal dinamiğin üzerinde yükseliyor.
Öyle ki, Allah korusun, arka planı karanlık bir siyasi irade kıvılcımı çaksa, söz konusu nefret bir anda yangına dönüşebilir!
***

Bazı terapi ekolleri fobinin iyileşmesini korkunun kaynağıyla tekrar tekrar yüzleşme üzerine kurar. Mesela uçak korkusunu ("düşüş fobisi") uçağa binmeden, agorafobiyi evden dışarı çıkmadan çözemezsiniz.
İslamofobi için de benzer biçimde düşünenler var.
Avrupa'da Müslümanlarla Hıristiyanlar daha çok iç içe yaşarlar ve gettolaşma azalırsa mesele hallolur sanıyorlar.
Oysa öyle olmadığını, bizim sekülerlerden bile biliyoruz. Nefretleri hiç geçmiyor. Hatta artık çıldırmak üzereler.
Bu zihin için hakikaten bir "iyileşme" mümkünse, bu çok sancılı ve zor bir süreç olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA