Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Sır...

Pazar notları :

Her soru anında cevabını buluyor. Mektup, hiç vakit geçmeden "posta kutusu"na düşüveriyor. Her şey sürekli dile geliyor. Beklemek yok! Artık her sevgi erken doğum. Sağ kalması çok güç oluyor.

***

Beklemek... Sevgisiz bir dünyaya karşı hasretle direnmektir.
***

Her gün, her saat, her dakika onu görüyordu. Her gün birlikteydiler. Yakınlıkları ister istemez ilişkiye dönüştü. Sonra gün geldi, şöyle anlatmaya başladı: "Onu o kadar sevdim ki, gözüm başkasını görmedi!"
***

Sürekli "onun nasıl hoşuna gidebilirim?" diye soruyordu kendine. Bulduğu cevaplara göre kendine bir yol çiziyordu. Sırf bu yüzden gün gelip "hoş biri" olmaktan çıktığını fark edemedi.
***

Trajik fakat sıradan bir durum: "Seviliyor ama beğenilmiyor!"
***

Ne kadar çok "sevgili" ve ne kadar az sevgi var!
***

Şimdiki çocukların neşesi az, huysuzluğu çok. Belki de onları çok erken yaşlardan itibaren "ödev bilinci"yle donatma çabamızdandır. Yapacak ne çok ödevleri var! Küçücük zihinler için tonla ağırlık! Oysa neşe hafiflik ister, sürprizleri sever.
***

Ortanca çocuk... Bazen araya sıkışmış, sıkıştırılmış gibidir. Onu oradan kurtarmalı!
***

Ne garip, artık sadeliği de biriktiriyoruz! Bunu ev eşyası ve dekorasyon kataloglarına bakınca daha iyi anlayabilirsiniz.
***

Bir sabah kalkıp gardırobumuzu boşaltırsak, ilgilendiğimiz şeyleri azaltırsak, çokluktan vazgeçersek rahatlar mıyız? Daha sade bir hayatın başlangıcı olur mu bu? Belki. Fakat unuttuğumuz bir şey var: İç huzurun özü "tatmin oluş" modelinden kopmaktır. Çünkü açgözlülük kadar iddialı feragat da aklını tatminle bozmuştur ve çıkışı yoktur.
***

Sır: Burada, şimdi değil, özlendiğinde varsın!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA