Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Üç nokta... Söylemiş olayım da...

Bir...
Hazır OHAL ilan edilmişken, karşı çıkayım da "demokrasi kahramanı" havası yapayım diyenler yine harekete geçtiler.
Cumhuriyet tarihimizde ilk kez halka karşı değil, halkı korumak için; demokrasiyi kurtarmak için, milli egemenliği savunmak için Olağanüstü Hal ilan edildiğini gözlerden saklıyorlar.
Türkiye demokrasisinin gerçek merkezinin 15 Temmuz darbecilerinin ağır saldırısına rağmen dimdik ayakta olduğunu unutturmaya çalışıyorlar.
Yutmayız.
Kimse yutmaz bu numaraları!
Ha! Bir de yeni zıpırlar çıktı.
Neymiş? Fransa'da aylardır OHAL varmış ama bizdekine benzemezmiş, Fransa'yı örnek göstererek bizdeki OHAL savunulamazmış...
Âlemi kör, herkesi hâlâ sersem sanmakta bu kadar ısrarcı olmaları ilginç.
Belki bu tayfa da kripto! İnsan kuşkulanıyor.
Ya da bu o malum bitmez tükenmez "Batıcı üstenciliği" ki, insanın "yeter be!" diye haykırası geliyor.

***
İki...
Daha çok yakın zamanda medya çevrelerinde bin türlü Fetocu hileye destek çıkanlara şunu söylemek boynumun borcudur.
Fırsattan istifade bunları unutturmaya çalışıyor, oraya buraya ağlıyor, hatta dayılanıyorsunuz.
Bana kalırsa...
En iyisi, oturun aşağı, susun.
Öyle "En bir kahraman biziz, en birinciyiz" havalarını da bırakın.
Ayıp bu haller!
Millet savaştı!
Sen, ben, o, değil!
Millet!
Şimdi ayağında terlikle tankların üzerine yürüyen insanların arkasına sığınıp ve hâlâ medyada tuttuğunuz yerlere güvenip etrafa çamur atmayı bırakın!
Her şey ortada!
Manşetiyle, haberiyle, tv konuşmasıyla, şusuyla busuyla...
Neyi örteceksiniz?
Azıcık adam olun.
Birbirinizi kışkırtmayın.
Tetikçi tutmayın.
Sonra fena mahcup olacağınızı size kim hatırlatmıyorsa, dostunuz falan değildir; hatta size hainlik ediyor, belirteyim.
Ha, yanlışsa yanlış!
Hepimiz yanlışlar yaptık.
Yanlış yaptık deyin, ciğerimi yiyin!
***
Üç...
Şu zor günleri gerçekten adalet terazisine özen göstererek geçmeliyiz. Doğru!
Mutlaka ama mutlaka hassas olmalıyız bu noktada.
Fakat sanki hiçbir şey olmamış, korkunç şeyler yaşanmamış, bir uçurumun kıyısından dönmemişiz gibi...
Sanki rezil bir virüs devletin ve toplumun her yanını sarmamış gibi iki gündür "ama... ama..." diyerek ortalığı velveleye verenlerin hali nedir?
Hiç anlayamıyorum.
Adalet için, meşruiyet şuurunu ayakta tutmak için, kurunun yanında yaş da yanmasın diye sürekli uyarın.
Ama bunu nefsani duygulara veya mahalle korumacılığına alet etmeyin! Belli oluyor.
(NOT: Bu konular burada kapansın diye son bir uyarı sayın sözlerimi.. Çünkü artık bunlarla uğraşmak yerine darbenin arka planını ve ülke geleceğini derinlemesine tartışmak gerek.)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA