Bazen uzun söze hiç gerek kalmıyor...
Bir olay oluyor ve uluslararası tezgâhlar üzerine uzun uzadıya analizlere ihtiyaç bir anda ortadan kalkıveriyor.
Bilmeyenler için hızlı bir özet geçeyim...
Önce başta Emre Uslu, birtakım Fetö'cü Twitter hesapları Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşüne AK Partililerin saldıracağını duyurmaya başladılar.
Yer, tarih verdiler.
Emre Uslu özellikle İzmit'i işaret edip "Bekleyin göreceksiniz" demeyi ihmal etmedi.
Fetö'nün bir başka trol hesabı "5 Temmuz Merkür. Yarın büyük olay var, ortalık karışacak" diye yazdı.
Sonra...
Terörle mücadele şubesi iki DEAŞ'lının Suriye'den gelen talimatla Kayseri'den minibüs kiralayıp Kocaeli'ne doğru yola çıktıklarını tespit etti.
Zanlılar yürüyüş koluna yakın bir bölgede yakalandılar.
Minibüste AK Parti flama ve broşürleri bulundu. Operasyonda gözaltına alınanların sayısı yardım ve yataklık edenlerle birlikte 6'yı buldu.
***
İster istemez birkaç yıl önce TV'deki programımızda söylediklerim aklıma geliyor...
O günlerde ısrarla
DEAŞ'ın bir büyük projenin şemsiye aygıtı olduğundan, sürekli Rakka'ya bakmanın yanıltacağından söz
ediyordum. Videoları ekrana getirip
Batı'ya servis edilen kafa kesme
görüntülerindeki DEAŞ ile
Rakka'da kafa kesenler arasında
dikkatli gözler için
büyük farklar bulunduğunu
vurguluyordum.
Hatta "
Esad bu örgütün liderlerini toplayıp alınlarından öpse yeridir"
dediğim oldu. Çünkü
örgüt sayesinde Esad'ın
ömrü uzadıkça uzadı.
Hiç şüpheniz olmasın ki, Türkiye'nin başına dert olan PYD/YPG problemi de DEAŞ'ın varlığı üzerinden kurgulanıp büyütüldü.
***
Son olaydan sonra kafamıza dank etmeli!
Bu örgütü kullanan merkezle Fetö'yü kullanan merkez aynı.
Haberleşme ağları birbiriyle kesişiyor, hatta bazen "
işe birlikte çıkıyorlar" desek yanlış olmaz.
Ortadoğu'da mezhep çatışmasını körükleyerek bölünmeyi çoğaltmayı planlayan; İngiltere, ABD'den farklı planlar yaptığında derhal teröre hız verdiren, Fransa "Esad gitmeli!" deyince üç gün sonra Paris'i kana bulayan merkez de orası.
Efendim, "
DEAŞ'ın sosyolojisi" falanmış...
Geçin!
Elbette her şeyin bir sosyolojik zemini ve demografisi var.
Şu an yürüyen Kılıçdaroğlu için de bu geçerli.
Ama o sosyolojinin varlığı
Kılıçdaroğlu'nun Fetö tarafından nasıl yönlendirilip kullanıldığı gerçeğini örtebilir mi?