Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Uzaktan yakından “yükselemeyecek” eğitim!

"Bazı arkadaşlar uzaktan eğitimi Tik Tok'ta dans etmek gibi bir şey sanıyorlardı" diyor akademisyen arkadaşım.
Kahkahayı patlatıyor sonra...
"Şimdi hepimizin aklı başımıza geldi tabii" diye anlatıyor; "kamera karşısında ders anlatıp durmanın çok daha yorucu olduğunu yaz okulu döneminde idrak ettik!"
Ya öğrencilerin durumu?
"Yeni çocuklar akıllarını derslerine veremiyorlar; lisede nasılsa, üniversitede de öyleler" diyor; "uzaktan eğitim onları iyice eğitimden uzaklaştırırsa, şaşırmayacağım."
Sonra bir sır verecekmiş gibi sesini alçaltalarak konuşuyor: "Asıl olan şu ki, okul bitiyor; okul denen şey yavaş yavaş öldürülecek... Pandeminin hedeflerinden biri işyerleriyse, diğeri de okullar. Eğitimöğretim başka şey, okul başka şey!"

***

Bu yıl uzaktan eğitimle üniversiteye başlayacak bir gençle mesajlaşıyorum.
Köyde yaşıyor.
Şimdi sanıyorsunuzdur ki...
Güz döneminde köyünde kalacağı, anne babasına yardım edeceği, şehre gidip yurtta kalmanın sıkıntılarından ve masrafından şimdilik kurtulduğu için memnundur...
Hayır!
Çok mutsuz.
Çünkü üniversite onun için sadece bir öğrenim imkanı değil aynı zamanda "dünya"ya açılışın da kapısıydı.
Üniversitenin çayının, kahvesinin, arkadaş muhabbetinin de hayalini kurmuştu...
Şehrin sıkıntısını göğüsleyerek ruhen serpilip büyüyeceğini biliyordu.
Hayat her zamanki gibi sürecek ama o köyde ikide bir kesilen internet yüzünden bir yandan tırnaklarını kemirirken, bir yandan da üniversiteli oldum diye kendini aldatacak!

***

Delikanlının çalışma masasının üzerinde üç monitör var.
Yıllardır böyle.
YouTube'da hafiften fenomen olmuş bile...
Dijital oyunlarda usta. Oyunlardan habersiz olanları "hayattan habersiz ahmaklar" olarak değerlendiriyor.
Bu yıl seçkin üniversitelerimizden birine gidecek.
Yani oturduğu yerde...
NSA ofisini andıran çalışma masasından kalkmadan yani...
"Doğrusu bu zaten" diyor oda kapısının önünde ayaküstü laflarken; "uzak olmayan bir vakitte bütün üniversiteler dijital olacak, binaları da müze!" Vay canına!
Laf da laf hani!
Bir şeyler söylemek için kıpırdanıp sonra vazgeçiyorum.
Sınıfsal, toplumsal ayrımların iyice derinleşmediği bir alan kalmadı, diyorum içimden.
En büyük yalan ne biliyor musunuz?
Pandeminin her şeyi eşitlediği yalanı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA