Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Yeşil Üzümlü’de yeşil bir dünya

Yolunuz Fethiye’ye düşerse, mutlaka kalabalıklardan sıyrılıp köy yollarına çıkın. Karşınıza çıkan güzellikler size bu ülkenin en güzel, doğal ve temiz yüzünü gösterecektir. Fethiye’nin Yeşilüzümlü Köyü de böyle bir yer

Fethiye'nin Kayaköy'ünü keşfettikten sonra herkese anlatmaya başladım. Sonra Fethiye Belediyesi Basın Danışmanı Eyüp Asyalı, "Köyleri seviyorsanız, mutlaka Yeşilüzümlü'yü görmenizi tavsiye ederim" dedi... Nisan ayında yapılan Kuzugöbeği Mantar Festivali'ni anlattı. Hepimiz büyük şehirlerdeki büyük hayatlarımıza hapsolduğumuz için olsa gerek, uzunca süredir gündemimde köyler var. Oralara gidince kendimi sadeleşmiş ve mutlu hissediyorum. Küçük hayatların küçük gailelerle ne kadar da mutlu yaşandığını görüyorum. Köylerde insanların en büyük derdi ineği, tavukları, sebzesi, bağı, bahçesi... Böyle derde can kurban. Gelelim Yeşilüzümlü'ye...

TEZGAHLAR ÇALIŞIYOR
Fethiye-Antalya karayoluna çıktıktan sonra Yeşilüzümlü tabelasını görüyorsunuz. Yeşilliklerin içinden geçerek yaklaşık 20 dakika sonra köye ulaşıyorsunuz. Köy meydanına arabamızı park ettikten sonra dolaşmaya başladık. Birbirinden güzel evler arasında yaptığımız yürüyüşten sonra Flora&Fauna adlı cafede Türk kahvelerimizi söyledik. Köyün meydanında son derece modern bir cafe... Onun hemen karşısında ise bir başka restoran-cafe... Evlerin önünde köylü kadınlar oturuyor... Kahvemi içerken onlarla sohbete başlıyorum. Sonra hemen yandaki evin alt katında güleç bir yüz görüyorum. Olcay Abla diyor herkes... Dastar tezgahında dokuma yapıyor. Yıllardır bu iş geçim kapısı olmuş. Evin alt katı yüzlerce el emeği göz nuru işle dolu... Onun dokumaları arasında dolaşırken, bir parçayı üç günde yaptığını öğreniyorum. Köy, dastar tezgahları ile ünlü ama gençler pek ilgi göstermiyormuş bu emeğe... Olcay Abla da buna üzülüyor ama sürekli çalışıyor. Ondan bir iki el dokuması alıyorum... "Senin güzel ellerinin enerjisi ile yapılmış bunlar" diyorum. çok mutlu oluyor, "Gel seni bir öpeyim" diyor bana... Sarılıyoruz. Bu sıcaklık içimi eritiyor. Fethiye Belediyesi tarafından her yıl Nisan ayında düzenlenen Kuzugöbeği Mantar Festivali'nin amacı özellikle Japonya'ya ihraç edilen mantar ile yöredeki şarapçılığı ve dastar dokuma ürünlerini tanıtmak. Bölgede oldukça fazla yabancı yaşıyor. Yani onlar çoktan buraları keşfetmişler. Festivale onlar da katılıyor. Alaçatı'daki Ot Festivali'nin nereden nereye geldiği düşünülürse, Yeşilüzümlü'nün de çok kısa sürede adını tüm Türkiye'ye duyuracağına eminim.

100-200 YILLIK EVLER
Köydeki evlerin çoğu Osmanlı döneminden kalma. 100-200 yıllık geçmişi olan evlerin çoğu aslına uygun olarak restore edilmiş. Köy merkezinin biraz dışında ise yeni evler var. Bu eski evler insanı cezbediyor. Kapıları hep dışarı açılmış hayatlar. Dostluk, komşuluk, yardımlaşma, sohbet... Eksik olan neyimiz varsa büyük şehirlerde, hepsi Üzümlü'de bir bir karşıma çıkıyor. Nisan ayını, Kuzugöbeği Festivali'nin yapılacağı tarihi şimdiden ajandanıza not edin. Fethiye ve çevresi ilkbaharda da sonbaharda da ayrı güzeldir. Yazın boğucu sıcağından, kalabalığından kaçmak isteyenler için önerim tatillerinizi küçük yerleşim birimlerinde, köylerde geçirin.

YAZARLARLA KİTAP TURU
Kitapsever gezginler, ünlü yazarlarla masalsı bir yolculuğa çıkıyor. Prontotour'un düzenlediği kitap turlarının ilki, 14 Ağustos'ta Gülşah Elikbank'ın Yalancılar ve Sevgililer romanıyla başlıyor. Roman, Drakula'nın yani nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda Vlad Tepeş'in izinden Romanya'nın Bükreş, Braşov, Bran ve Sinia'ya da geçiyor. Turda da bu yerlerin yer aldığı bir rota çiziliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA