Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Kriz tiryakiliği, sigara tiryakiliğinden daha kötüdür...

Bizim düşünce ve siyaset dünyamızda "Ak ile Kara "dan başka renge gerçekten yer yok mu?
Veya belirli bir noktaya gelindiğinde "Durum Muhakemesi " yapmak, sadece askerlere özgü bir akılcılık mıdır?
Farkında değil misiniz?
Müthiş bir gerilim var düşünce ve siyaset dünyasında. Örneğin Irak ve Amerikan politikaları konusunda, ya da ABTürkiye ilişkileri üzerinde farklı görüş açıklayanlar, birbirlerini çok ağır biçimde suçluyor.
İşin kötüsü devrede Amerikan ve Avrupa medyası da var.
İnanılacak gibi değil ama, Amerika'nın önemli gazetelerinde, bazı Türk gazete yazarları, adeta El Kaide destekçileriymiş gibi, isimleri verilerek suçlanıyor.
Siyasette istikrardan en fazla yararlanması gereken iktidar ve Başbakan Erdoğan ise, adeta herkesten daha gergin, daha öfkeli. Her vesile ile medyaya tepki koyuyor, sürekli komplolardan söz ediyor.
Böyle durumlarda akıllı toplumlar bir durup nefes alır ve gerginliği giderecek yollar arar. Bunu önce başbakanlar yapar parlamenter sistemlerde.
Çoğulcu bir demokraside, elbet herkesin aynı şekilde düşünmesini beklemek mümkün değildir. Ayrıca bütün farklı görüşleri uzlaştırmak da, demokrasinin bir gereği değildir.
Geçen hafta Zaman'daki yorumunda Herkül Millas olayı ne güzel ele almıştı:
- Farklı görüşte olan kimseler arasındaki tartışmaların amacı ortak bir anlayışa varıp 'birlik beraberlik' sağlamak değildir; diyalogun temel amacı farklı görüşlerin varlığından haberdar olmamızdır. Uyumlu 'birliğin' her zaman sağlanacağını ummak ütopiktir. Tartışma ilkelerimizi 'çokseslilik' temeline dayandırmak, hem daha az sinirlendirici olacak, hem de toplumsal barışı sağlamak açısından daha yararlı.
Her şeyin ve özellikle ekonominin olumlu yolda ilerlediği bir ortamda, zaman zaman sahip olduğumuz "İstikrar"ı yine egolarımıza kurban etmemeliyiz. Neticede Erdoğan Hükümeti bugüne kadar sayısız başarılar sağlamış olsa ve kendilerinden hiç beklenmeyen bir performans göstermiş olsa bile, önlerindeki yapmaları gereken icraatın listesi, şimdiye kadar yaptıklarından kat kat fazladır.
Kamuoyu desteği ve istikrar olmadan bu icraat yapılamaz. Sadece AB müzakerelerinde gündeme gelecek konular bile, sayısız kriz kıvılcımı içeriyor neticede.
Taha Kıvanç'ın (Fehmi Koru) Yeni Şafak'taki uyarısı ile noktalayalım bu konuyu:
- Krizlerin en kötü tarafı genellikle tek taraflı yürümesidir... Kriz çıkartan bunu bilinçli olarak yapıyor, ama krize maruz bırakılan karşısına çıkanın planlı bir kriz olduğunu bilmiyorsa, o ülke artık krizlerden kriz beğensin... 2001'de ekonomide yaşananlar da, 2002'de siyasete yansıyanlar da bu sebeple başarılı olmuş krizlerdi... Türkiye'nin yeni bir tek krize bile tahammülü yok; birbiri ardına krizler ise... Allah korusun...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA