Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Online devrim şu anda kitleler değil bireylere nefes aldırıyor...

Endüstri Çağı'na geçmeye çalışan toplumların kendilerini bir anda Bilişim Çağı'nın tam ortasında bulmaları, doğal olarak insanlığı ikilemler arasında bırakıyor.
Emekçi sınıfların gerçekleştirecekleri var sayılan "Proletarya Devrimi" ne ilişkin ideolojik beklentiler henüz buharlaşmışken gündeme "Online Devrim" kavramı, üstelik Tunus ve Mısır gibi ülkelerdeki gelişmeler dolayısıyla giriverdi.
Oysa bu "Online Devrim"in öncelikle ekonomileri endüstri-sonrası aşamaya geçmiş olan Bilişim Çağı'nın öncüsü ülkelerde gerçekleşmesi gerekirdi.
Buna göre bilgisayarla telefonun birlikteliğinden doğan internet bu ülkelerde bir çeşit "Doğrudan Demokrasi"yi getirecekti.
Bireyler her önemli gelişmede iradelerini merkezlere duyuracaktı.
Kitlesel iletişimin yerini bireysel iletişim ağları alacaktı.
Bilgisayar klavyesinin başındaki her birey, kendi gazetesini oluşturacaktı.

Dünya değişirken

Online demokraside herkes siyasetçi, herkes gazeteci olabilecekti.
Gutenberg-sonrası dünya öncesinden ne kadar farklı olduysa, internet-sonrası dünyanın da öncesinden o kadar farklı olması gerekmez miydi?
Oysa gördük ki günümüzde online devrimin önde gelen savaşçısı olarak sunulan Assange'nin Wikilieaks'i gelişmiş ülkelerin konvansiyonel demokrasisinde bir yara bile açamadı.
Ve online devrimin gerçekleştiği ileri sürülen Tunus ve Mısır gibi ülkelerde siyasi kaderi, klavye başındaki insanlar da, meydanlarda eylem koyan kitleler de belirlemiyor.
Herkes "Fransa Tunus'ta ne yapacak" veya "Amerika Mısır'da hangi planı uygulayacak" ya da "Mübarek'in yerine hangi yeni despot geçecek" sorularına cevap arıyor.

Siberya sanaldır

Bu durum tabii ki "Bilişim Çağı"nın gerçekliğini de, önemini de görmezden gelmemize neden olamaz.
Online yaşam tabii ki bireyin sesini daha fazla duyurmasına, "Siberya"da yaşayan insanların, sınır ve milliyet farkı tanımaksızın ortak zeminlerde ve global ölçekte iletişime geçmesine zemin yaratmıştır.
Ama hâlâ "Siberya" sanal bir âlemdir.
Gerçek olan siyasi coğrafyalar, sınırlar, toplumsal gelenekler, siyasi rejimlerdir.
Apple'ın ürünleri olan iPhone'u veya iPod'u Çin'in üretmesi, Çin'i Amerika yapmıyor. Sadece Çin'deki fabrika iPod başına 6 dolar kazanıyor ve neticede Çin'i, işçi sınıfının sömürüsünü yok etmek üzerinde varlık sebebini oluşturan Komünist Partisi yönetiyor.
Yani büyük tabloyu anlamaya çalışırken bu tablo kadar önemli olan ayrıntıların da mutlaka hesaba alınmasının önemi ortaya çıkar.
Bu "Ayrıntılar"ın en önde geleni de her ülkenin ve her toplumun geneli yansıtan nitelikleri dışında özel koşullarının bulunduğu gerçeğidir. Bir başka deyişle, tarladaki ürünü her hasat ettiğinde bir hastalık arayan çiftçi, ürünü incelediği oranda o ürünün tohumuna baksa aradığı şeye daha kolay ulaşabilecektir.
Yerel gerçekler
Örneğin bugünün Türkiye'sinde eğer kitle partilerinin sözcüleri arasında bile hâlâ askerin siyasete karşı neden pasif yaklaştığını mutsuz biçimde sorgulayanlar varsa, bunun temelinde Osmanlı'nın kazan kaldırma geleneği, İttihatçı siyaset ve geçmiş darbeler yok mudur?
Türkiye'yi Mısır'a demokrasi konusunda örnek gösterenler yanında, Mısır'daki gelişmelerden Türkiye'ye ilişkin olarak durumdan vazife çıkarmaya çalışanlar da yok mudur?
Türk insanını da online iletişime doğrudan sokan Facebook ve Twitter benzeri sosyal paylaşım ağlarında, bireyler düşüncelerini, öfkelerini, sevgilerini, tepkilerini duyurmaktalar.
Ama burası hâlâ eski alışkanlıkların ülkesi.
Kentlileşme süreci henüz tamamlanmadı.
Hâlâ yerli malı otomobili üretmeyi ulusal hedef olarak görmüyor muyuz neticede?
Yani Mısır'ın aşacağı çok uzun bir yol var.
Online devrim şu anda internete giren bireylerin nefes almalarından başka bir işe yaramıyor Mısır'da da, Türkiye'de de.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA