Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Gerçekler can sıksalar da vardırlar

Gerçekçi olmayı deneyelim mi?
Türkiye'de gerek siyaset gerekse toplumsal ilişkiler üzerindeki beklentilerimizi seslendirirken ve hükümetin kararlarını eleştirirken, zaman zaman kendimizi ülkenin ve toplumun gerçeklerinin üzerinde görüyoruz.
Gelişmiş demokrasileri örnek gösterip "Amerika'da böyle yapmıyorlar" veya "İngiliz demokrasisi bu uygulamayı kabul etmez" benzeri karşılaştırmalarla, eleştirilerimizi güçlendirmeye çalışıyoruz.
Unutmamamız gereken bazı temel gerçekleri hatırlayalım...
Hem Ortadoğu coğrafyasının, hem de Osmanlı'nın gelenekleri ve alışkanlıkları Türkiye'nin sosyo-politik davranışlarını da etkilemektedir.

Doğu'lu olmak
Örneğin silahlı bir oligarşinin siyasi iktidar üzerinde söz sahibi olması alışkanlığını "İttihatçılık"a da, "Baasçılık"a da dayayabilirsiniz.
Neticede "Gelişmek" veya "Çağdaşlaşmak" benzeri kavramları "Batılılaşmak" olgusuna bağladığımıza göre, derunumuzda "Doğulu" olduğumuzu kabul etmemiş miyiz?
Eksiksiz demokrasinin gerçek ve hukukun üstün olduğu, temel hak ve özgürlüklerin üst değerler olarak kabul edildiği bir siyasal düzene kavuşmamız, PKK'nın terör eylemleri sürdükçe, gecikmelerle gerçekleşecektir.
En özgür ülke ABD'nin 11 Eylül 2001'deki El Kaide saldırısı ertesinde bir polis devletine dönüştüğünü unutmayalım. IRA'nın terör eylemleri devam ederken, İngiltere'de BBC'nin programları "Terörün propagandası yapılıyor" gerekçesiyle yasaklanıyordu.

Gecikmenin nedeni
Yani eksiksiz demokrasinin gerçek ve hukukun üstün olduğu, temel hak ve özgürlüklerin üst değerler olarak kabul edildiği bir siyasal düzeni özleyen biz çoğunluğun beklentilerinin karşısındaki en büyük engel, "Şiddet"tir, "Terör"dür.
Eksiksiz demokrasinin gerçekleşmesine dönük öfkemizi şiddetin ve terörün kaynaklarına yönlendirmemiz, gerçekçiliğin bir gereğidir.
Gelişmiş demokrasilerde demokratik siyasetin vazgeçilmez öğeleri diyalog ve uzlaşmadır. Bu coğrafyada ise siyaset gerginlikler ve uzlaşmasızlıklar üzerinde yapılır.
Çok partili demokrasiye geçtiğimiz günden bugüne kadar, siyaset literatürümüzün ana metinleri rakip siyasetçilerin birbirleri ile kavgaları ve karşılıklı hakaretleri üzerinde oluşmuştur.

Kışkırtıcı olmayalım
"Neden Amerika gibi, İngiltere gibi olamıyoruz" içerikli eleştirilerle siyaseti yorumlayanların, kavga kışkırtıcısı birer taraf olmaktan kaçınmaları da, aklın gereğidir.
Bir büyük gerçek de şu...
Gelişmiş demokrasilerde iktidarlar seçimlerle değişir.
Muhalefet de, toplum da seçim sonuçlarını kabul eder ve iktidarı belirleyen seçmen çoğunluğunu aşağılamaz.
Bu demokrasilerde başbakanların bir bayramlık bir de idamlık giysilerinin bulunması Orta Çağ'da kalmış bir uygulamadır.
Bu ve buna benzer gerçekleri hiç unutmamalıyız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA