Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Modernliğinizin kıymetini bilin!..

Yolda yürürken, yoğun trafikte caddede karşıdan karşıya geçerken ve hatta motosiklet kullanırken bile cep telefonu ile konuşanlara, SMS yazanlara bakınca Türk toplumunun en hakim niteliğinin "Diyalog" olduğunu düşünebilirsiniz.
Oysa diyalog da çeşit çeşittir.
Örneğin kürsüye çıkıp meydandaki partili kitleye hitaben konuşma yapan siyasetçi "Halkla diyalog kurdum" diye düşünmez mi?
Bu tür diyalogun bir tarafında söz, diğer tarafında ise alkış vardır.
Sokakta eylem koyan kalabalıklar da polisle diyaloga girmezler mi?
Polis eylemcilere megafonla "Dağılın" der. Eylemciler de polise taş veya molotof kokteyli atarak bu kendine özgü diyalogu başlatırlar.

Zamanın ruhu kapsamında
Cep telefonu ile diyalogda ise, çoğunlukla yalanlar da bulunur.
Evlilik dışı ilişkisi ile birlikte Boğaz'da denize karşı bir lokantada keyfeden kişi cep telefonunda "Eve ne zaman geleceksin" diye soran eşine, "İşim bitmedi, hala Ankara'dayım" diye cevap vermez mi mesela?
Galiba "Zamanın Ruhu" denilen olguyu daha geniş bir zaman diliminde yakalamaya çalışmak daha doğrudur.
Özellikle iletişim teknolojisi, bazen bu ruhu "Tuz ruhu"na dönüştürebiliyor. Örneğin bir ülkeyi gerçeklere bakarak anlamak yerine "Sosyal Medya"daki mesajlardan anlamaya çalıştığınız zaman, Türkiye ile Suriye'yi karıştırabilirsiniz veya Taksim Meydanı'nı Tahrir Meydanı zannedebilirsiniz.
Eskiden oruç tutmayanlar, oruç tutan arkadaşlarına Bektaşi fıkraları anlatarak kendi konumlarını mizah konusu yaparlardı.
"Hastalığım nedeniyle ancak bir gün oruç tutabildim" demiş. Aynı soru orada bulunan Bektaşi'ye de sorulmuş. Bektaşi gülmüş ve "Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş" diye cevap vermiş.
Eski zamanın ruhunda oruç tutmayanlar konumlarını tebessümlere konu ederlerdi.
Şimdiki zamanın ruhunda ise birileri yemek şirketlerinin rakamlarına bakıp "Oruç tutanlar azalıyor, demek ki modernleşiyoruz" diyerek "Başbakan Erdoğan'ın çizmek istediği tarzda bir muhafazakarlığın geleceği yok" içerikli mesajlar gönderiyorlar.
Bu birileri Umre'ye giderek veya Hac farizasını yerine getirerek çok kısa süre önce Başbakan Erdoğan'ın tarzına uymaya çalışmamış olsalar, diyecek söz bulamayız. Veya gazeteleri Ramazan ekleri vermese...
Aslında bu tarz modernleşme gerçekten ilgi çekici yansımalar gösterir.

Modernliğin kıymeti
Böyle çok modern bir arkadaşım din ve inançlar üzerinde sohbet edilen bir toplantıda söze karışmış ve "Biz de Müslüman'ız, biz de günde 5-6 raket namaz kılarız" diyerek rekat ile raketin karıştırıldığı, modern ve sportif bir yorum getirmişti ibadete.
İyisi mi biz de zamanın ruhunu eski zamanlardaki gibi gülümseyerek yakalayalım.
Yaz sıcağında canı çay ve sigara çeken, iftarın gelmesini sabırsızlıkla bekleyen Temel, Trabzon'daki bir çay bahçesinde oturuyormuş. O sırada bir grup yabancı turist gelmiş bahçeye... Masalara yayılıp oturmuşlar, garsona çay söylemişler. Bazıları sigaralarını yakıp tüttürmeye başlamış.
Temel onlara bakmış ve sonra "Modernliğinizin kıymetini bilin" diye bağırmış.
Eski zamanın ruhundaki fıkrada Temel "Dininizin kıymetini bilin" diye bağırırdı yabancı turistlere.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA