Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

"Tüketici"ler aynı zamanda "seçmen"dir de...

Endüstri Çağı'ndan Bilişim Çağı'na geçtiğimiz bu zamanlarda, ekonomideki aşamaların siyasete ve özellikle demokratik siyasete yansımaması mümkün değildir.
Ekonomide üreticiler ile tüketiciler arasındaki ilişkilerde yaşanan aşamaların hepimiz tanığı olduk. Bu aşamaları üç kademede özetlemek mümkün.
Üreticinin egemen olduğu dönemde, endüstri pazara ne sunarsa, tüketici onu beğenmek ve almak zorundaydı. Örneğin tek renkli (siyah) "T Modeli Ford" otomobilin dört tekerleği olması ve arıza yapmadan yolcuları taşıması, ona tüketicinin talep duyması için yeterliydi.

Rekabetin yansımaları

Tüketici ağırlıklı rekabet döneminde, üreticiler farklı ürünlerle rakiplerini geçmeye çalıştı. Bir otomobile cam sileceğinin koyulması, radyonun (ilk araç radyosu Motorola'ydı) yerleştirilmesi, otomobillerin siyah dışındaki renklerden de olması, Ford'un karşısında "General Motors"un rekabetini devreye soktu ve müşteri talebi ön plana çıktı.

Şaşırtıcı gelişmeler
Tüketicinin beklentilerinin aşıldığı şimdiki dönemde, cep telefonlarının bilgisayara dönüştüğünü, otomobillerin akıllandığını, internetin global iletişimi her alanda gerçekleştirdiğini görüyoruz. Sosyal medya ile herkes her şeyi paylaşabiliyor. Google benzeri arama motorları insan belleğinin kaldıracı konumunda.
Teknolojideki gelişmelerin tüketim ürünlerine yansımalarını izlerken "Bu kadarını da beklemiyorduk" benzeri düşüncelerin çevremizde seslendirildiğini duymuyor muyuz? Hepimiz alışkın olduğumuz cep telefonu markasının yeni modelinde ne tür çarpıcı özellikler bulunacak diye merak etmiyor muyuz?
Bu arada "Tüketici"nin demokratik toplumlarda aynı zamanda "Seçmen" olduğunu da unutmayalım. Daha fazla bireysellik ve daha fazla özgürlük beklentisi tüm demokratik ülkelerin toplumlarını etkilemekte.

Farklılıklar kutsanırken
Farklılıkların kutsanması, en muhafazakâr toplumlarda bile mesela eşcinsellerin evliliklerinin yasallaşmasına dayanmadı mı? Azınlık haklarının savunulması, çevrecilik ve benzeri akımlar, tüm dünyadaki demokratik siyasetin itici güçleri.
Türk tüketicileri global titreşim kat sayısına girmişken Türkiye'nin demokrasisinin ve seçmenlerin bu sürecin dışında kalması mümkün değil. Bu açıdan baktığınızda "Demokratikleşme Paketi"nin kapsamı ve içeriği, sadece Kürtleri değil tüm Türkiye vatandaşlarını ilgilendiriyor.
"Gezi Olayları"nın yansımalarını kötü niyetli provokatörlerden ve ideolojik saplantılılardan soyutlayarak ele alırsak, endişeli kitlelerin beklentileri de, bu paket ile belki giderilecektir.
Kısacası dünyayı durdurmak mümkün değildir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA