Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bütün partiler kötüyse, cuntalar mı iyidir?

Gazete köşe yazarı ile okur arasındaki ilişkiyi "İcazet"e bağlamak, bizim mesleğin eski ve kötü alışkanlıklarından biridir.
Yazı yazmak için masa başına geçtiğinizde "Acaba ne yazarsam okurum bana kızar" endişesi ile her gün aynı şeyleri tekrarlamak ve yazdığı konularda okurun icazetini aldığını zannetmek yerine doğru bulduklarını yazmak, ulaşabildiği bilgiyi okurları ile paylaşmak, okura gösterilmesi gereken asıl özenin gereği değil midir?
Aslında bu bile asıl "Mahalle Baskısı"nın sokaklarda ve yaşanan çevrede değil, kafaların içinde olduğunu göstermez mi?
Çok sesli ve demokrasiyi hayat tarzı olarak benimsemiş bir toplumda herkesin ve her kesimin aynı siyasi görüşü paylaşması ve aynı partiye destek vermesi mümkün değildir.
Bu farklı siyasi görüşler ve partiler arasında seçilerek iktidara gelmiş olanlar da vardır. Yani iktidara gelmiş ve icraat yapan bir partinin temsil ettiği siyasi tutum da, çok sesli toplumda yeri olan ve saygı gösterilmesi gereken bir yere sahiptir.

Tutarsızlık tutum mudur?

Ama bizim kafalarımızın içindeki mahalle baskısının yarattığı kötü alışkanlıklardan biri de, takılmış plak gibi aynı şeyleri tekrar ederek iktidarda olana her konuda geçirmenin "Tutarlı" olmanın koşulu olarak görülmesidir.
Bu tutarlılığı sergilediklerini düşünenlerin sonuçta "İktidar yanlış ama şu muhalefet partisi bu yanlışı düzeltecek programa sahip" demeleri gerekmez mi? Çoğulcu demokrasinin topluma sunduğu nimetlerden biri de "Değişim" ve partiler arasındaki "Hizmet yarışı" değil midir?
Ama bizde genellikle iktidara her konuda geçirmeyi tutarlılık zannedenler, nedense muhalefeti de alternatif çözümün kaynağı olarak görmez. "Madem AK Parti'yi yerden yere vuruyorum, bu durumda CHP'yi veya MHP'yi ya da DSP'yi desteklemek, demokratik siyasetin yansımasıdır" diye düşünülmez.
Demokratik nihilizm...

Meşru siyasi partilerin tümü yok sayılır.
Bu hastalıklı tutum 12 Mart 1971 darbesine uzanan yolda "Tutarlı" köşe yazarlarını cuntacılığa itmemiş miydi?
Bereket tepkisinden korkulan okur, çok partili demokrasiye karşı kendisini tutarlı zanneden köşe yazarı gibi tutarsız değildir. Demokraside nihai çözümün de, tepkinin de "Seçim sandığı"nda bulunduğunun bilincindedir okurlar... Günü geldiğinde gidip bir partiye oy verirler ve siyasetin kaderini belirlerler...
Kısacası "Okur bana kızdı mı" diye endişe duymak yerine "Benim düşüncem bu" diye yazmaktan korkmamak gerekiyor. Doğru bulduğunuz icraatı iktidardaki parti gerçekleştiriyorsa, bunu yazmaktan korkmak tutarlılık değildir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA