Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Tarihi gecikerek ve aynı biçimde yaşamak alışkanlığı

Tarihi gecikmeli yaşamak ve tarihte olup bitenlere güncel tepkiler göstermek gibi bir alışkanlık var toplumsal genlerimizde. "Muhteşem Yüzyıl"da Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi üzerine Osmanlı Hanedanı'nın yaşayan mensuplarına gelen hakaret mesajlarına baksanıza...
2'nci Abdülhamid'in torunu Harun Abdülkerim Efendi Osmanoğlu ve oğlu Orhan Osmanoğlu, bunları "Al Jazeera Turk"e anlatmışlar...
Orhan Osmanoğlu, dizi biter bitmez telefonlarının çalmaya başladığını, sosyal medya hesapları üzerinden mesaj yağmuruna tutulduğunu söylemiş ve şöyle konuşmuş: "- Sabah dörde kadar telefonlarım hiç susmadı, sosyal paylaşım sitelerinden tutun da telefonuma kadar hakaretler yağdı. En yakın dostlarımdan bile rencide edici mesajlar aldım.
Telefonumun sesini kıstım fakat yine de uyuyamadım.
Mesajlarda 'Hürrem'in tohumundan geliyorsunuz soyunuz ortada' veya 'Hiç mi acımadınız? Saltanat sürseniz kim bilir kaç oğlunuzu öldürürdünüz' diye yazıyorlardı. Gece boyunca gözümü kırpmadım..."

Olayı yeni duymuş olmak...

Orhan Osmanoğlu, kendisinin de oğlu olduğunu ve filmden çok etkilendiğini söylerken, şunları da eklemiş:
"- Ben babayım, filmi izlerken büyük hüzün yaşadım... Oğlumun kafasına bir sinek bile konsa, ben sineği nasıl öldürürüm diye düşünürüm.
Seyretmesi bile gerçekten kolay değildi."
Muhteşem Yüzyıl dizisini hiç izlemediğini söyleyen Harun Abdülkerim Efendi Osmanoğlu ise şöyle konuşmuş:
"- Sultan devlet işlerini bırakıp sanki sürekli haremle ilgileniyor imajı yansıtılmaya çalışılıyor.
Ailemizin bu şekilde gündeme gelmesinden de büyük rahatsızlık duyuyoruz." Yolda rastladığı Yahudi'yi "Hz. İsa'yı siz öldürdünüz" diyerek döven Yeniçeriye adamcağız "Ağam o söylediğin 1500 yıl önce olmuş" deyince, Yeniçeri daha da sinirlenmiş ve "Ama ben bunu bugün duydum" demiş ya...

Çağlar geçse bile...
Görüldüğü kadarıyla bizler, hâlâ yeniçeriler gibi bakıyoruz tarihe de bugüne de...
Kazanlarındaki hoşafın yağı kesildiği zaman post-modern veya dost-modern darbe yapmak için kazan kaldıranlar da, kendilerine yeniçerileri model almıyorlar mı? Tarihte yaşananlarla bugün arasındaki temel fark da, şimdi "İletişim çağı"nda yaşamakta olmamız değil mi? Acaba Kanuni'nin Şeyhülislamı Ebussuud Efendi bugün yaşasaydı "Peygamberimiz uyardı bizi, tweetleri iki katına çıkartmalıymışız" diye fetva yayınlar mıydı?
Hürrem Sultan bugün hayatta olsaydı, televizyon yapımcılarını çağırtıp onlara "Şehzade Mustafa'nın seks kasetlerini yayınlayın" diye talimat verir miydi acaba?
Belki de Şehzade Mustafa babasını devirmek için gidip Amerika'ya yerleşir ve orada yönetime el koyacağı günlerin gelmesini beklerken, Topkapı Sarayı'na beddualar gönderirdi.
Bu arada izleyeceği siyaseti Venediklilere danışarak belirlerdi...
Ve yine kamuoyu daha önce iftara davet edilip orada katledilen Sadrazam İbrahim Paşa'yı pek hatırlamazdı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA